SeyrüseferAskeri Teknoloji → Proje-75i; ve nihayet Japonya da Dahil Oldu

Proje-75i; ve nihayet Japonya da Dahil Oldu

Seyir Defteri - Askeri Teknoloji
Perşembe, 27 Temmuz 2017

P-75I - Soryu HBTHindistanın yürütmekte olduğu kapsamlı denizaltı tedarik çalışmalarının bir parçasını oluşturan ve Proje-75I olarak adlandırılan program uzun süren bir sessizlik döneminden sonra geçtiğimiz hafta içinde tekrar hareketlendi. Projenin başlatıldığı dönemde ilk denizaltının 2021 civârında hizmete girmesi öngörülmüş olsa da artık bunun mümkün olamayacağı belli olmuş durumda.

P-75I programı aslına bakılırsa sürmekte olan Proje-75 çalışmasının devamı niteliğinde kabûl edilebilir. Bilindiği üzere P-75 programında yaşanan büyük gecikmeler ve zaten başlangıçta bile çok pahalı olan projenin maliyetinin halen artmaya devam etmesi gibi etkenler düşünüldüğünde P-75I için ilk denizaltının hizmete girebilmesi, seçilecek denizaltıya da bağlı olarak 2030'a kadar sarkabilir görünüyor.

Proje-75, Fransanın1 (DCNS) galibiyeti ile sonuçlandıktan sonra altı adet denizaltıdan oluşan programda büyük gecikmeler yaşanmıştı. Kalvari Sınıfı olarak adlandırılan ve HBT sistemine sahip olmayan bir Scorpéne olan P-75'lerden bugüne kadar ikisi denize inmiş durumda ve gövde inşaları tamamlanmış hâldeki kalan dördünün ise 2020'ye kadar denize inebileceği söyleniyor.

Her ne kadar Hindistan'da inşa edilseler de Kalvari Sınıfı üzerinde ancak çok kısıtlı oranda bir Hint yerli katkısı mevcuttur ve program sadece bu açıdan bakıldığında bizim Reis Sınıfı çalışmamızı andırmaktadır da denilebilir.


Fosforik Asit

Öte yandan Hindistan tarafında, DRDO2'ya bağlı NRML3 merkezli olarak çok uzun senelerdir sürmekte olan sualtı teknolojilerine yönelik bazı çalışmalar da yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlamıştır ki bunlar arasından özellikle HBT4, torpil ve sonar çalışmaları dikkât çekmektedir. Bir başka açıdan düşünüldüğünde bu gelişmelerden Türkiyenin çıkartması gereken bazı dersler de olmalıydı...


Hindistan tarafından geliştirilmekte olan HBT çözümü

Resim.1) DRDO tarafından geliştirilmekte olan Hindistanın özgün Havadan Bağımsız Tahrik sistemi çalışmasına ait, Kalvari Sınıfının (Scorpéne) gövdesine ilâve edilmek üzere tasarlanmış HBT bölmesi.


Hemen yukarıdaki [Resim.1]'de görülen ve P-75 programı için DRDO tarafından geliştirilmekte olan Havadan Bağımsız Tahrik sisteminin ilk olarak P-75 programının altıncı ve son denizaltısı üzerinde kullanılacağı tahmin edilmektedir.

Aslında 2016 itibarı ile Hindistan gidişatından memnun gözüktüğü P-75 programına ihalesiz olarak dört Scorpéne daha ilâve etmeye hazırlanıyordu ki Avustralya'da gerçekleştirilen ve kamuoyu tarafından "Scorpéne Sızıntısı" olarak adlandırılan casusluk faaliyeti ile oluşan durum neticesinde söz konusu çalışma Hindistan tarafından mecburen durduruldu (veya iptâl edildi, şimdilik durum tam olarak bilinmiyor) ki bu ilâve denizaltılar üzerine de Hindistan tarafından geliştirilmekte olan milli HBT çözümünü uygulanacaktı.

270kW'lık Hint kökenli bu HBT sisteminin en önemli özelliği Almanya tarafından kullanılmakta olan Fransa, Japonya ve İspanya/ABD tarafından ise geliştirilmekte olan PEM5 türü denizaltı kullanımına yönelik yakıt hücrelerinden farklı olarak Fosforik Asit (PA) temelli olmasıdır. Rusların ise hâlen geliştirmekte oldukları Kalina Sınıfı için PEM mi yoksa PA mı tercih edeceği hususu şimdilik biraz belirsiz gibidir.


Hindistan Donanmasının P-75I için dikkâti çeken temel talepleri tasarımda kesinlikle HBT mevcut olması ve (muhtemel DFS -Dikey Fırlatma Sistemi- temelli) kara hedeflerine saldırı yeteneği olarak öne çıkmaktadır. Proje bu açıdan mesela sonuçlanmaya yakın durumda olan Polonyanın Orka Programına da benzetilebilir.


Geçtiğimiz hafta içinde yapılan açıklamaya göre altı ülke 8,3 milyar avro (aslında 11 milyarın üzerine çıkması bekleniyor) tahmini bedele sahip olan altı denizaltılık P-75I ihalesine ilgi gösterdi [1] ki bu ülkelerden Japonyanın hamlesi dünya çapında büyük dikkât çekti demek mümkündür çünkü Japonyanın hızla değişmeye başlayan dış siyasetinin dünya üzerindeki başka bölgeleri de etkilemesi artık mümkün olabilir görünmeye başlamıştır.

Proje-75I ihalesine katılacak ülkeleri ve muhtemel tekliflerini eldeki çok kısıtlı verilerle öngörülebilen kazanma ihtimallerine göre yüksekten alçağa doğru ele almaya çalışırsak:


Fransa - %33

P-75 programı düşünüldüğünde her ne kadar maddi açıdan Hindistan Fransa'dan büyük bir kazık yemiş olsa da hâlinden pek şikayetçi de görünmüyor. Farklı bir açıdan bakıldığında, gecikmelere ve yüksek maliyetlere rağmen donanma yeni denizaltısından memnun görünüyor. Scorpéne ailesinin Fransa tarafından pazarlanmakta olan 2+1 temel sürümü mevcut;

  • CM-2000: Konvansiyonel dizel-elektrik tahrik sistemine sahip olan sürüm ki Şili'den Malezya'ya kadar bütün müşteriler günümüze kadar bu tasarımı tercih etti.
  • AM-2000: Konvansiyonel Havadan Bağımsız Tahrik sistemine sahip sürüm. Fransa önceleri muhtemel müşteriler için bu tasarımda MESMA çözümü önerdiyse de alman Yakıt Hücresi çözümleri karşısında başarılı olamadı. Bunun sonucunda Fransa kendi ikinci nesil Yakıt Hücresi çözümünü geliştirmeye başladıysa da henüz kendini ispatlamış bir çözüm ortaya koyabilmiş değil.
  • NM-2000: Böyle bir adlandırma henüz resmî olarak mevcut değilse de Fransa tarafından Brezilya'ya satılan ilk nükleer denizaltının (SN-Br) da aslında bir Scorpéne türevi olduğu düşünüldüğünde böyle bir tanım kullanılabilir, yani nükleer HBT'ye sahip bir Scorpéne.

Sadede gelirsek Hindistan'a P-75 programı için altı adet CM-2000 satılmıştı. P-75I programı için HBT talebi kesin olduğuna göre Fransa tarafından bu defa AM-2000 teklif edilmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Bununla birlikte gelecek nesil denizaltılar üzerinde hangi HBT'nin kullanılacağı hususu belirsiz.

Eğer Fransa Hindistan tarafından geliştirilmekte olan milli HBT çözümünün kendi denizaltısı üzerinde kullanılmasına sıcak bakar ve gerekli desteği verirse P-75I'nın da Fransa lehine sonuçlanması çok kuvvetli bir ihtimâl olabilir çünkü Hindistan ile Fransa arasındaki denizaltı inşa işbirliği bir şekilde zaten yürümektedir ve devam etmek başka bir ülke ile sıfırdan başlamaktan daha kolay, ucuz ve hızlı olabilecektir.

Ayrıca mesele (ve Fransanın lehine kullanabilecekleri) burada bitmiyor. Hindistan aynı zamanda Nükleer Tahrikli Hücum Denizaltısı (SSN) ihtiyacını yerli olarak karşılamaya yönelik çalışmalara da başlamış durumda.


Kısa Kuyruklu Barakuda

Resim.2) Avustralyanın SEA1000 ihalesini kazanan Fransız teklifi olan "Kısa Kuyruk Barakuda" tasarımına ait olarak yayınlanan bir taslak. Bu denizaltı inşa edildiğinde mevcut en büyük konvansiyonel denizaltı olacak. Her ne kadar Hindistan da P-75I için bu denizaltıya büyük ilgi gösterse de içerdiği hassas teknolojiler sebebiyle bu aracın Hindistan'a teklif edilmesi beklenmiyor.


İşte Fransa P-75I teklifini hem konvansiyonel hem de nükleer tahrik sistemi uygulanabilecek şekilde sunarsa (ki böyle yapması bekleniyor) kazanma ihtimali daha da kuvvetlenecektir çünkü Hindistan zaten denizaltıları için nükleer tahrik sistemi teknolojisine sahip durumda ve Fransa da Brezilya örneğinde olduğu gibi bu yöndeki bir işbirliği için tecrübeli. Bu sebeplerle P-75I için Fransanın çift tahrik sistemi seçenekli ve daha büyük bir NM-2000 (açıkçası SN-Br eşdeğeri bir tasarım) teklif etmesi beklenebilir.


Japonya - %21

Geçtiğimiz hafta yayınlanan bilgilerle [1] resmi bir durum kazanmış olmakla birlikte aslında bir süredir beklenen bir gelişme olan ve Japonyanın ikinci dünya savaşı sonrası dönem için ilk kez anglo-amerikan ekseni dışındaki bir ülke ile askerî işbirliği yapmaya niyetlenmesi olarak zuhûr eden gelişme neticesinde P-75I ihalesi daha ilgi çekici bir hâle geldi denilebilir.

Tip212 ve A26 ile birlikte dünya üzerindeki en iyi üç konvansiyonel denizaltı tasarımından biri olan Soryu Sınıfına yönelik Hint ilgisi uzun zamandır mevcuttu ki Soryu nitelik itibarı ile Hindistanın ihtiyaçlarına diğer ikisinden çok daha uygun bir tasarımdır. Japonyanın, Avustralya'daki mağlubiyetten sonra Hindistan'a yönelmesinin altında yatan sebep ise aslında iktisâdî bir bakış açısından çok daha fazlasına işaret etmektedir.

Sadece Hindistanın bakış açısından düşünüldüğünde, Soryu Sınıfı daha şimdiden bu ihalenin en büyük kazanma adayıdır diyebilmek kolayca mümkündür ki bu durumun birkaç anlaşılabilir sebebi mevcuttur, örneğin:

  1. Öncelikle Hindistan tedarik ettiği askeri sistemlerde olabildiği kadar çeşitli kaynaklara yönelmeyi ve asla tek eksene bağlı kalmamayı tercih etmektedir ki ülke olarak bu açıdan Hindistan'dan almamız gereken ciddi bir ders de mevcuttur çünkü yakın tarih boyunca biz daima tam tersi yönde hareket ederek kendimizi büyük tehlikelere atıp durduk. Bugünlerde ordumuzun atacak tüfek mermisi konusunda bile büyük bir sıkıntıya düşmüş olmasından da ibret almazsak neyden alacağız acaba?
  2. Hindistan böyle yaklaşımları kullanmak suretiyle rakipler arasındaki rekabeti tetikleyip durumu pazarlık unsuru olarak kullanarak en azından maliyetleri düşürebilmeye ve/veya teknolojik açıdan daima daha fazlasını elde edebilmeye çalışmaktadır. Ama yine kendimize dönersek; mesela bizim denizaltı tedarik çalışmalarımızda böyle bir yaklaşım asla uygulanmaz, denizaltı kapımızdan sadece alman girebilir aksi bir durum teklif dahi edilemez. Bir asır önce de böyleydi, bugün de böyle ve görünen kurguya bakıldığında gelecekte de öyle olacak gibi. Peki karşılığında ne mi alırız?
  3. Hem mâlî hem de teknolojik olarak denizaltı gibi son derece stratejik bir nesne söz konusu olduğunda, durumun hem alıcı ve satıcı ülkeler ve hatta ilgili üçüncü ülkeler üzerinde ciddi siyasî etkileri olacağı da aşikârdır. Dolayısı ile Hindistan bu ihale vasıtasıyla Japonya ile arasındaki mevcut ilişkileri çok daha öte noktalara taşıyabilme imkânına da kavuşabileceğinin farkındadır. Ve tam ters yönde, Japonya açısından da bu ihaleye katılmasındaki temel etken siyasîdir, tabii para kazanmayı da göz ardı edecek değiller. Fakat durum her zaman da böyle cereyan etmez; yine ister istemez bize gelirsek mesela Türkiye bir asırdır Alman denizaltı sanayiinin mutlak hizmetkârı olmasına rağmen bu derin siyâsî ilişki karşılığında almanlardan aldıkları nelerdir? Türkiyenin sokaklarında patlatılan canlı bombalar mı? Siyâsî cinayetler mi? Darbeler mi? Terör örgütlerine hediye edilen güdümlü silahlar mı? Sırada ne mi var?

Evet Hindistan açısından P-75I'nın Japonya tarafından kazanılması gönülden tercih edilen birinci hatta tek seçenektir. Fakat herşey Hindistanın elinde olmadığı gibi bu denklemde ihalenin sonucunu doğrudan etkileyecek pek çok farklı değişken daha mevcuttur.


Japon HBT çözümleri

Resim.3) Japon Soryu Sınıfı üzerindeki HBT çözümleri. İlk denizaltılarda kullanılan ve İsveç lisansı altında Kawasaki tarafından üretilen Stirling Motorları son inşa edilecek denizaltıdan itibaren yerini Yakıt Hücrelerine bırakacak.


Öncelikle Japonya açısından denizaltı teknolojilerinin askerî gizliliği çok yüksek bir hassasiyete sahiptir ve bunu koruma konusunda son derece başarılı oldukları da ifade edilebilir. İşte tam olarak bu sebeple dünyanın en iyi konvansiyonel denizaltı tasarımı olarak kabûl edilebilecek olan Soryu'nun olduğu gibi Hindistan'a teklif edilmeyeceği aşikârdır. Kaldı ki Japonya'nın Avustralya ihalesini kaybetmesine sebep olan iki temel etkenden bir de budur.

Peki P-75I için Soryu sınıfı temel alınsa bile tam olarak nasıl bir denizaltı Hindistan'a teklif edilecek? Mesela Japonya dünya çapında lider olduğu yüksek mukavemetli denizaltı çeliği teknolojisini Hindistan'a verecek mi? Kendi geliştirdiği torpil teknolojisini aktaracak mı? Akustik karşı önlem teknolojilerini satacak mı? Güncel sonar yazılım ve donanım teknolojisini sağlayacak mı?

Bu soruların tamamına kolayca "hayır" şeklinde cevap verilebilir ki bütün bunlar eksik olunca Japonya tarafından teklif edilecek Soryu türevinin gerçek Soryu sınıfından çok daha geride bir araç olmasının sebep olacağı hayâl kırıklığı ihaleyi kaybetmesine yol açabilir.

Yine de her iki ülkenin de stratejik açıdan birbirlerine ne kadar ihtiyaç duyduklarına bağlı olarak duruma karşılıklı menfaatleri koruyabilecek bir çözüm bulabilmeleri de mümkündür. Tabii çalışma tarzı açısından birbirine böylesine zıt iki ülkenin işbirliği yapabilmesini izlemek de son derece ilgi çekici olacaktır, eğer P-75I Japonya lehine sonuçlanırsa...


Rusya - %19

Hindistanın en önemli askeri işbirliği ortağının Rusya olduğu aşikârdır ve Rusya öncelikle maddi sebeplerle P-75I ihalesi ile ilgilenmektedir. Hint donanmasının elindeki nükleer denizaltı gücünün arkasındaki tek destek Rusya olduğu için sadece bu değişken sebebiyle bile P-75I için en önemli adayın Rusya olduğu iddia edilebilirdi; eğer Rusların elinde tamamlanmış ve yüzer durumda, konvansiyonel HBT'ye sahip bir denizaltı tasarımı mevcut olsaydı.

Uzun senelerdir devam etmekte olan Rus konvansiyonel HBT çalışmalarının bir türlü beklenen sonucu verememesi ve bütün umutların önümüzdeki senelerde inşa edilmesi düşünülen Kalina Sınıfı'na bağlanması neticesinde P-75I açısından Rusyanın durumu hâlen belirsizliğini korumaktadır.

Yine de Rus-Hint ilişkilerinin seviyesi düşünüldüğünde Rusya herşeye rağmen önemli bir aday olarak öne çıkmaktadır. Eğer Rusya kendi tasarımına Hint HBT'si yerleştirilmesi konusunda bir çözüme yönelirse projedeki kârı azalmakla birlikte kazanma ihtimâli daha da artabilir.


İsveç - %13

Teknik anlamda düşünüldüğünde A26 temelli bir tasarımının ihaleye katılan bütün adaylar içinde açık ara en iyi denizaltı olacağı beklenebilir. Tabii ki bu noktada Japonya ve Rusyanın kendileri için inşa ettikleri Soryu ve Kalina tasarımlarından türetecekleri ama yetenek açısından oldukça kırpılmış denizaltıları Hindistan'a teklif edecekleri gerçeğini de göz önüne almak gerekir.

Somut bir örnekle açıklamak gerekirse, Rusya aralarındaki derin ilişkilere rağmen kısa zaman önce Hindistan'a kendi denizaltılarında kullandığı yüksek mukavemetli çelik teknolojisinin üst seviyesini vermeyi reddetmişti. Japonyanın da aynı davranışı göstereceği ve NS110 gibi çelikleri asla başka bir ülkeye satmayacağı bilinmektedir. Ama İsveç bu açıdan daha esnektir ve kesenin ağzını iyice açana her türlü çeliği satmaktadır...


Program Orka için DFS'li A26 türevi denizaltı

Resim.4) Polonyanın Orka Programı kapsamında teklif edilmesi muhtemel Dikey Fırlatma Sistemine sahip A26 çözümü taslağı.


İsveç çözümü büyük bir ihtimâlle ihaleye katılanlar arasında en üstün nitelikli teklif olabilecek gibi görünmesine rağmen bu küçük ülkenin böylesine stratejik bir ihalede, kurtlar sofrasında, işin altından kalkabilmesi çok zor görünüyor, özellikle çok kısa bir dönem önce başına gelenler düşünüldüğünde.


Almanya - %11

Söylenenler Almanyanın bu ihaleye Tip214 ile katılmak istediği yönünde olmakla birlikte teknik açıdan bu denizaltının kırpılmış dahi olsa bir Soryu türevi ile veya A26 ve NM-2000 ile rekabet edebilmesi pek mümkün değil. Bu durumda almanların ya Avustralya ihalesi için hazırladıkları Tip216'yı teklif etmesi ya da (haklı olarak) çok güvendikleri casusluk ve üçkağıt yeteneklerini kullanarak iyileştirilmiş Tip214 türevi ile kazanmaya çalışması beklenebilir.

Kısa süre önce gerçekleşen ve Scorpéne Sızıntısı olarak adlandırılan askeri/teknolojik casusluk operasyonun arkasında Almanyanın olduğu artık olayın bütün taraflarınca anlaşılmış durumda görünüyor. Bu harekât göründüğünden çok daha büyük etkilere de şimdiden sebep olmuş durumda ki buna P-75, P-75+ ve P-75I programları da dahildir. Fransa ile Almanyanın daima birlikte hareket ettiklerini düşünenlerinin aslında durumun bu kadar da kolayca izâh edilemeyeceğini anlayabilmeleri için bu numune tek başına yeterli olabilir.


Tip-218SG Denizaltısı

Resim.5) Singapur için Almanya tarafından 2+2 olarak inşa edilecek olan ve Tip218SG olarak adlandırılan ve aslında iyileştirilmiş bir Tip214 tasarımı olan denizaltının fuarda sergilenen bir ölçekli modeli. Hindistan'a teklif edilecek tasarım muhtemelen DFS eklenmiş bir Tip218 olacak.


Kâğıt üzerinde, yetersiz Tip214 tasarımının Proje-75I programındaki diğer rakipleri ile baş edebilmesi pek mümkün değil. Diğer taraftan almanlar bu oyunun kurallarını hem iyi bilip hem de etkili bir şekilde uygulayabildiklerinden dolayı Scorpéne Sızıntısı'na benzer başka faaliyetler ve dünya çapındaki bütün Tip214 satışlarında başarıyla kullandıkları rüşvet-şantaj yöntemleri ile bu ihaleyi herşeye rağmen kazanabilmeleri çok şaşırtıcı da olmayacaktır. Yine de Hindistanın çok ağır işleyen, hantal devlet bürokrasisi bu yöndeki beşinci kol türevi faaliyetlerin etki etmesini zorlaştırdığından belki Hintliler bu sayede paçayı kurtarabilirler...


İspanya - %3

DCNS ve Navantia arasındaki Scorpéne ortaklığının bozulmasından sonra İspanya tarafından biraz büyütülmüş Scorpéne olarak ortaya çıkartılan sancılı S80 projesi gelinen noktada S81+ adıyla sürdürülse de bir türlü geliştirilmesi tamamlanamayan İspanyol Yakıt Hücresi çözümü başta olmak üzere devam eden muhtelif sıkıntılar ve mâlûm ülkenin tezgahladığı ve uyguladığı etkili kara propaganda sayesinde iyice küçük düşürülmüş durumdaki İspanyol denizaltısının macerasının Hindistan'da bir başarı elde etmesi tam anlamıyla mucize olur. Fakat söz konusu Hindistan olunca her türlü şaşırtıcı sonucu beklemek de yerinde olur doğrusu.


İspanyol S-80 Denizaltı Projesi ve Uzatılmış S-80

Resim.6) İspanyol S-80 projesi için inşa edilmeye başlanan denizaltı ve çıkan sorunların giderilebilmesi için uzatılan gövde. Her ne kadar daha önce yeni gövde için S-80B demiş olsam da resmî olarak projenin ilk denizaltısının yeni tanımlaması "S-81 Artı" şeklindedir. Gerçekleştirilen uzatma ise bazı ciddi kaynaklarda 10m olarak belirtilmektedir.


HBT ile birlikte P-75I programındaki iki önemli tasarım isterinden ikincisi denizaltılarda kara hedeflerine hücum edebilme yeteneğinin mevcut olmasıdır. Bu doğrultuda teklif edilecek tasarımlar üzerinde DFS6 mevcut olacaktır.

Benzer bir ister yakında sonuçlanması beklenen Polonyanın Orka programında da mevcut olduğu için bu ihaleye katılan İsveç, Almanya ve Fransa kökenli tasarımlara da DFS eklenmiş durumdadır ki aynı çözümlerin Hindistana da teklif edilmesi kuvvetle muhtemeldir.


Brahmos Brahmos-NG Nirbhay
Uzunluk - metre 8,2 6,0 6,0
Çap - metre 0,67 0,51 0,5
Ağırlık - kg 3.200 1.500 1.600
Harp Başlığı - kg 300 300 450
Menzil - km 300 300 900
Sürât - Mach 2,8 3,5 0,65

Çizelge.1) Hindistan tarafında üretilen ve denizaltılardan fırlatılabilecek füzeler. Bu üç silah içinden P-75I ihalesinin kara hedeflerine saldırı yeteneği ihtiyacını uygun olarak karşılayabilecek tek füze Nirbhay olarak kabûl edilebilir. Brahmos-NG (eski adı ile Brahmos-mini) ve Nirbhay henüz geliştirme safhasındadır.


Fakat ithâl seyir füzesi çözümüne mahkûm durumdaki Polonyanın aksine Hindistan P-75I üzerinde kendi füze çözümlerini kullanmak isteyecektir. [Çizelge.1]'de görülebileceği üzere bu amaçla kullanılabilecek şimdilik üç Hint füzesi mevcuttur.

Bu füzelerden Brahmos fazla büyük olduğu için teklif edilmesi muhtemel Batı kökenli tek cidarlı denizaltılarda kullanılamaz, Japon veya Rus denizaltılarında ise rahatlıkla kullanılabilir. Yine de kısa menzilli oldukları için DFS üzerinden Brahmos veya Brahmos-NG kullanmak mantıklı bir çözüm olmayacaktır.

Bu doğrultuda P-75I'ya yerleştirilecek DFS'ler üzerinde kullanılmaya uygun tek seçeneğin henüz geliştirilmesine devam edilen Nirbhay seyir füzesi olacağı rahatlıkla söylenebilir. Brahmos-NG ise geliştirilmesi tamamlandığında bütün Hint denizaltılarında torpil kovanlarından kullanılacaktır...

♦ Açıklamalar

1. Aslında ihale DCNS-Navantia ortaklığı ile geliştirilen Scorpéne ile kazanılmıştı fakat daha sonra Fransa ile İspanya arasındaki işbirliği bozuldu ve Fransa tek başına devam etti. [geri]
2. DRDO: Defence Research and Development Organization - https://www.drdo.gov.in [geri]
3. NRML: Naval Materials Research Laboratory [geri]
4. HBT: Havadan Bağımsız Tahrik [geri]
5. PEM: Proton Exchange Membran [geri]
6. DFS: Dikey Fırlatma Sistemi [geri]

♦ Kaynaklar

1. http://www.thehindubusinessline.com/news/national/six-in-fray-for-navys-83billion-advanced-submarine-project/article9779029.ece
 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.