SeyrüseferMühendishaneMakaleler → Proje 705 - Lira (Alfa) Sınıfı Sovyet Nükleer Denizaltıları

Proje 705 - Lira (Alfa) Sınıfı Sovyet Nükleer Denizaltıları

Mühendishane - Makaleler
Cumartesi, 01 Aralık 2001

Proje 705 Lira (Alfa)Sovyet tanımlaması Proje 705 Lira olan dünya genelinde ise daha çok Nato tanımlaması ile "Alfa" olarak bilinen bu denizaltılar bazı eşsiz niteliklere sahip bir mühendislik ürünür. Bu arada küçük bir ayrıntı olarak belirtmek gerekirse son bir kaç denizaltı modeli hariç bütün Sovyet denizaltılarına verilen Nato tanımlamaları geleneksel olarak uluslararası telsiz kodlarından seçilirdi; Kilo, Victor, November, Sierra veya Alfa gibi. Bunun bazı istisnaları da vardır; Akula ve Typhoon gibi.

Bu denizaltıyı eşsiz yapan üç noktayı hemen belirmek mümkün;

  1. Titanyum alaşımı gövde
  2. 900m dalış derinliği
  3. 43 deniz mili/saat sürât

Eğer yine SSCB tarafından bir adet üretilen Papa tanımlamalı denizaltıyı saymazsak, ki bu denizaltı 45,7 denizmili/saat ile dünya sualtı sürât rekorunu kırmış kabûl edilse de hiç bir zaman donanmanın kullanımına girmedi, Alfa'lar artık kullanımdan kalktıkları bugün bile dünyanın askeri kullanıma giren en hızlı denizaltılarıdır. Ayrıca bir adet üretilen ve yine titanyum alaşımı gövdeli Proje 685 Plavnik (Mike) sınıfı gemiden sonra en derine dalan askeri denizaltılardır. Plavnik 1.200+ metrelik bir dalış derinliğine sahipti fakat 1989 yılında Kuzey Denizinde bir yangın sonucu battı.

Lira (Alfa) sınıfı Sovyet atom denizaltısı

Resim.1) Proje 705 - Lira (Alfa) sınıfı Sovyet atom denizaltısının boyuna kesiti

Alfa'nın tasarım çalışmaları 1960'larda başladı. Temel tasarım hedefi, Kuzey Buz Denizindeki Nato'nun yoğun denizaltı savunma hattının altından çok yüksek sürâtle geçip Atlas Okyanusundaki ABD uçak gemisi görev güçlerine ve denizaltılarına saldırabilmek olarak tanımlanmıştı. Derin dalış ve çok yüksek sürât ihtiyaçlarını karşılayabilmek için inşa malzemesi olarak bir titanyum alaşımı ve güç kaynağı olarak sıvı metal soğutmalı nükleer reaktör seçildi.

Doğal olarak direnci azaltabilmek için gövdeyi olabildiğince küçük yapmak ve bütün dış yüzeyi akış hatlarına olabildiğince uygun tasarlamak gerekiyordu. Sonuç olarak elde edilen gövde ve kule düşük direnç için şekillendirilmişti. Bu tarz bir gövde formunun tasarımını yapmak bugün için pek zor olmasa da o zamanlar için kolay değildi fakat esas zor olan böyle yüksek çift yönlü eğriselliğe sahip bir gövdenin üstelik titanyum gibi işlenmesi çok zor bir malzeme kullanılarak tam olarak tasarımda belirtilen şekilde üretilebilmesidir.

Denizaltının kulesi klasik Sovyet yaklaşımını yansıtır. Alçak, geniş ve gövdeyle birleşimi yumuşatılmış. Bu tip bir kulenin, batı tasarımı ince, yüksek ve gövdeye birleşimi keskin kulelere göre ilk akla gelen üstünlüğü keskin dönüşler sırasında ortaya çıkar. Böyle bir durumda batı tipi bir kule daha fazla dinamik kaldırma kuvveti üretip denizaltı üzerine daha yüksek bir meyil momenti yaratacağı gibi bu durum, dönüş esnasında, hem kule hem de gövde etrafındaki akış şartlarını olumsuz etkileyeceğinden Sovyet tasarımına göre daha daha yüksek bir akustik iz bırakır ve aynı sebeple denizaltının kendi sonarları da bu sırada performans kaybına uğrayabilir diye düşünüyorum. Diğer taraftan batı tipi denizaltı kulelerinin "0 derece" hücum açısında yüzerken daha az dirence maruz kalabileceğini tahmin ediyorum. Ayrıca Sovyet yaklaşımı için periskop kullanımı sırasında, kulenin alçak olması sebebiyle, denizaltının su yüzeyine diğerlerinden daha fazla yaklaşması gerekir ki bu da bazı durumlarda sakıncalı olarak kabul edilebilir.

Denizaltının hacmini olabildiğince küçük tutabilmek için bu tasarımda Sovyet geleneğinde farklı olarak tek cidarlı bir gövde kullanılmıştır. Bu durum içerden kaynaklanan pompa vesaire gibi gürültü kaynaklarının yalıtımda ilave zorluklar yaratır ve Alfa'nın düşük sürâtlerde akustik olarak çift cidarlı diğer Sovyet denizaltılarından daha gürültülü olmasının bir sebebi de budur. Çok yüksek sürâtlerde ise gövde etrafında oluşan türbülans sınır tabakanın gövde kaplamalarını titreştirerek oluşturduğu akustik izin kontrol edilebilmesi de çift cidarlı bir gövdeye nazaran tek cidarlılarda daha zordur. Tabii bu denizaltının çok yüksek sürâtli olması, pervane kavitasyonu, pervane ve gövde titreşimi, devir düşürücü dişliler, devirdaim tulumbaları, gövde akış izi gibi diğer bütün etkenlerle birleşince Alfa'nın oldukça gürültülü bir makina olması sorununu doğurmuştur.

Lira (Alfa) sınıfı bir denizaltı seyir halinde

Resim.2) Çok yüksek sürât için şekillendirilmiş Proje 705 Lira (Alfa) sınıfı bir denizaltı yüzeyde seyir halinde

Diğer taraftan tasarlandığı senelerde hiçbir denizaltı ve hiçbir torpil onun dalabildiği derinliğe ve yüksek süratine yaklaşamadığından akustik olarak yerinin tespit edilmesi bile bu denizaltı çok ciddi bir tehdit oluşturmuyordu. Çünkü denizaltının temel amacı Kuzey Buz Denizindeki denizaltı savunma hattının çok altında ve çok hızlı olarak harekat bölgesine hızla ulaşmak ve burada pusuya yatarak düşman filolarını avlamaktı. Bugün bile pek çok torpil bu derinliklerdeki bir hedefe karşı kullanılamaz. Ancak 80'li yıllarda geliştirilebilen MK-48 ADCAP (ABD, 60+ denizmili/saat) ve Spearfish (İngiltere, 70+ denizmili/saat) gibi birkaç torpil böyle bir senaryoda kullanılabilir.

Denizaltının bir diğer önemli özelliği de şimdiye kadar bir filo denizaltısında ilk ve son defa "sıvı metal soğutmalı nükleer reaktör"lerin kullanılmış olmasıdır. Amerikalılar da bir denizaltılarında deneysel olarak bu sistemi kullandılar fakat reaktör tehlikeli bir şekilde bozulunca bu sistemi kullanmaktan vazgeçtiler. Sıvı metal soğutmalı reaktörler geleneksel olarak diğer bütün nükleer denizaltılarda kullanılan "basınçlı su soğutmalı nükleer reaktörler" den çok daha yüksek verimlidir ve bu nedenle oldukça küçük ve hafif olarak üretilebilirler. İşte bu yüksek güç/ağırlık ve güç/hacim oranları sebebiyle Alfa programı için basınçlı su soğutmalı nükleer reaktörler (ilk modellerde BM-40A ve sonra OK-550 tipi) tasarlanıp kullanılmıştır.

1965 yılında inşasına başlanan ilk tekne 1972 yılında tamamlandı. Fakat Baltık Denizindeki denemeler sırasında gövdenin kaynak yerlerinde ciddi çatlaklar oluştu. Titanyum alaşımlarının işlenmesindeki bu ve benzeri zorlukların aşılabilmesi 3 yıl daha sürdü ve 1975 yılında imalât yeniden başladı. Bütün bu kazanılan tecrübelerin sonucunda bugün Rusya, özellikle büyük yapılar için, titanyum işleme teknolojisinde halâ dünya lideridir.

1965 - 1981 yılları arasında üretilen 7 Alfa sınıfı geminin sonuncusu da 1997 yılında hizmetten alınmıştır ve sökülmeyi beklemektedir.

Alfa'lardan elde edilen ilk tecrübelerden sonra SSCB Proje 685 Plavnik (Mike) sınıfı bir titanyum denizaltı daha inşa etti. Bunu takiben, Victor sınıfı denizaltıların yerine 90'lı yıllarda kullanmak için başlatılan tasarım çalışmalarına iki Sovyet denizaltı tasarım bürosu iki farklı tasarımla katıldı. Bunlardan ilki Nato tanımlaması "Akula" (Rusça; köpekbalığı) olan modeldir. Ruslar ise bu modeli "Bars" (Pars) olarak sınıflandırdılar.

İkinci tasarım ise Alfa gibi titanyum alaşımı gövdeli ve bu sefer çift cidarlı, daha büyük, çok daha öldürücü ve çok daha sessiz olan (o senelerde ABD donanmasının en sessiz hücum denizaltıları olan "688/Los Angeles" sınıfı gemilere en azından eşdeğer) Nato tanımlaması "Sierra" sınıfı olan Proje 945 Barrakuda modeli oldu. Fakat sorunlar da vardı; mesela titanyum gövdeli bir bisiklet ile çelik olan arasındaki fiyat farkını araştırıp bu farkın 10.000 ton civarındaki ağırlığıyla Sierra üzerinde nasıl bir maliyet farkına sebep olabileceği az çok tahmin edebilirseniz, Sierra üretiminin daha sonra Rusya'daki ekonomik krizin de etkisiyle neden durdurulduğunu anlayabilirsiniz. Aslında gerek boyut gerekse savaş yeteneği olarak Akula sınıfı gemiler de Sierra'lara eşdeğer niteliklere sahiptir ve ilk üretilen modelleri takip eden "Geliştirilmiş Akula" ve "Akula II" sınıfı gemiler bugün ABD donanmasının en yeni gemileri Seawolf'lar kadar tehlikelidirler.

Bununla birlikte Sierra'ların en büyük üstünlüklerinden biri gövdelerinin manyetik olmamasıdır. Bu durumda havadan arama yaparak okyanus üzerindeki büyük alanları çok kısa sürelerde tarayabilen MAD (manyetik anormallik algılayıcı) taşıyan uçaklar tarafından fark edilebilmeleri imkansızdır. Tabii ki aynı üstünlük Alfa'lar için de geçerliydi.

Tasarım SKB-193 Malakhit dizayn bürosu - Baş tasarımcılar: M.G. Rusanov ve V.A. Romin
İnşa Tersaneleri Admiralty (Leningrad) ve Severodvinsk
Maimahreç 2.310 ton -yüzeyde
3.180 - dalışta
Sürât 14 denizmili/saat - suüstünde
43+ denizmili/saat - sualtında
Dalış Derinliği 900m +
Tam Boy 81,4m
Genişlik 9,5m
Çektiği Su 7,6m
Gövde Malzemesi Titanyum Alaşımı
Tahrik Sistemi 1 x 155 MW OK-550 / BM-40A Sıvı Metal Soğutmalı Atom Reaktörü
1 x 47.000 hp OK-7B Buhar Türbini
2 x 2.012 hp Buhar-Elektrik Jeneratörü
1 x 617 hp Dizel Elektrik Jeneratörü
2 x 134 hp Yardımcı Elektrik Motoru
1 x 112 Adet Gümüş-Çinko Akü
Sevk Sistemi 1 x beş kanatlı pervane
Mürettebat 31 - 45
Silahlar 6 x 533mm torpil kovanı
21 adet 81R (SS-N-15) veya 12 adet Vodopad (SS-N-16) füzeleri veya
18 adet 53-65K ve SET-65 torpilleri veya
24 adet mayın veya
bunların karışımı
Elektronikler Topol MRK.50 [Snoop Tray] yüzey arama radarı
Sozh seyrüsefer radarı
MG-21 Rosa sualtı haberleşme sistemi
Molniya uydu haberleşme sistemi
Vint & Tissa haberleşme antenleri
Accord saldırı yönlerdirme sistemi
Leningrad-705 atış kontrol sistemi
Okean aktif / pasif sonar
MG-24 Luch mayın tespit sonarı
Bukhta ESM/ECM
Yenisei aktif sonar algılayıcısı
Khrom-KM dost düşman tanıma sistemi

Tablo.1) Proje 705 Lira (Alfa) sınıfı denizaltılara ait bazı veriler

♦ Kaynaklar

1. Resim.2) ABD donanması fotoğraf arşivi
 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.