Tarih
Tarih -
Muhtelif Konular
|
Çarşamba, 18 Ağustos 1999 |
Sultan Mehmed Han [Allah kabrini nurlandırsın] zamanında Midilli feth olunup kâfirlerin elinden alındı. Sultanın emri ile kul taifesinden bazı kimseler, kaleyi beklemek üzere tayin olunup yazıldılar. Bu erlerin kalede kalmaları kararlaşınca, bunlar, şevketlü padişah hazretlerine arzuhalde bulunup, şöyle dediler:
"Bizim burada kalmamızı ferman buyurdunuz. Emriniz can baş üstüne! Gerekir ki bizim ihtiyaçlarımızı da gideresiniz. Zira biz burada bir alay bekâr adamlarız. Bu yer ise bir adadır. Bu taraflarda Müslümanlık yer de yoktur ki onlarla tanışıp, kendi başımıza bir çare bulalım. Elhasıl bizim burada böyle kalmamız çok zordur. Biz buna razı olamayız. Bize bir çare buluverin"
|
Devamını oku...
|
|
Tarih -
Reisler
|
Cumartesi, 22 Mayıs 1999 |
Büyük Osmanlı Türk denizcisi, korsanı ve amirali Hızır Hayreddin Paşa Midilli'de doğdu. Babası Midilli'nin fethi üzerine kale muhafızı olarak buraya gelmiş, aslen Vardar Yenicesi'nden Yakup Ağa idi. Doğum tarihi kesin olarak belli değildir, 1466-1483 arasında çeşitli rivayetler vardır.
Hızır'ın İshak ve Oruç adında iki ağabeyi ve İlyas adında bir kardeşi vardı. İshak Midilli'de çalışıyordu. Oruç ve Hızır deniz ticareti yapmakta idiler. Küçük kardeşleri İlyas'ı da yanına alarak Şam Trablusu'na sefer eden Oruç Reis'in gemisi Rodos şövalyeleri tarafından tutuldu. İlyas çatışmada şehit oldu, Oruç ise esir edilerek Rodos'da zindana atıldı.
Oruç'u fidye vererek kurtamaya çalışan Hızır buna muvaffak olamadı ise de Oruç bir fırsatını bularak kaçtı. Bu hadiseden sonra Oruç Reis korsanlığa başlamıştır.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Reisler
|
Çarşamba, 03 Mart 1999 |
Gençliğinde katıldığı, Venediklilerle yapılan bir savaşta birçok yerinden çok ağır şekilde yaralanıp öldüğü sanılırken iyileşmesi ve denizlere geri dönmesi üzerine bu Türk denizcisi, Venediklilerin "Yarı Ölü" mânasına kullandıkları İtalyanca "Mezzomorto" kelimesinden bozma olarak tarihimizde Mezamorta (ya da Mezemorta veya Mezamorto) diye anılmaktadır.
1696'dan öldüğü 1701 yılına kadar Kaptan-ı Derya olarak görev yapan Hüseyin Paşa, ıslahatçı bir amiral idi. Emrindeki donanmanın eksikliklerini bildiği için yeni düzenlemelere girişmiş ve yeni bir bahriye teşkilât kanunu hazırlamıştır.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Reisler
|
Pazartesi, 17 Ağustos 1998 |
En büyük Türk denizcilerindendir. Ebu Yusuf Nurullah Yakub'un oğlu. Midilli'de doğdu. Hızır ve İlyas Reis'lerin ağabeyidir. Yunanca, Arapça, İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca'yı öğrendi. Kardeşi İlyas Reis ile birlikte deniz ticareti yaparak hayata atıldı.
Böyle bir sefer sırasında Rodos şövalyelerine esir oldu. Esirlikten kurtulunca Memluklu Sultanı Kansu Gavri'nin hizmetine girdi ve Mısır ince donanmasının başına getirildi. Mısır donanmasıyla birlikte İskenderun körfezinde bulunduğu sırada Rodosluların saldırısına uğradı.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Deniz Savaşları
|
Cumartesi, 15 Ağustos 1998 |
1683 ikinci Viyana kuşatmasında Türk ordusu yenilgiye uğrayarak geri çekilirken, Avusturya ve Lehistan'ın yanında evvela Venedik daha sonra da Rusya "Mukaddes İttifak" gereğince savaşa katılmıştı. Türk ordusu çok geniş bir cephede dört devletin ordularıyla çarpışmak zorunda kalmış ve savaş 16 yıl gibi uzun bir süre devam etmişti.
Cephelerde yenilgiler birbirini izlemiş, devleti bu durumdan kurtarmak düşüncesiyle, 25 Ekim 1689'da sadarete Köprülü Fâzıl Mustafa Paşa getirilmişti. Başlangıçta yapılan savaşlarda bazı başarılar kazanılarak kaybedilmiş topraklardan bir kısmı geri alınmışsa da 19 Ağustos 1691'de Salankamen'de Köprülü Fâzıl Mustafa Paşa'nın şehit düşmesiyle ordumuz bozguna uğramıştı.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Reisler
|
Çarşamba, 10 Eylül 1997 |
Tanınmış Türk Denizcilerinden olan Salih Reis Edremit yakınlarında, Kazdağında doğdu. Gençliğinin ilk yıllarında Oruç Reis'in yanına girdi. Oruç Reis'le kardeşi Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) tarafından yürütülen Cezayir harekâtına katıldı ve büyük başarılar gösterdi. Hayreddin Paşa'nın Kaptan-ı Derya olmasından sonra Salih Reis de Cezayir Sancakbeyi oldu (1533)
Osmanlı donanmasına bağlı olan korsan gemilerinin başında Akdeniz'deki haçlı gemilerine karşı sürekli ve başarılı saldırılarda bulundu. Bu sırada Korsika limanlarından birinde Andrea Doria'nın baskınına uğrayarak Turgut Reis'le birlikte esir oldu. Üç yıl esir hayatı yaşadıktan sonra, Barbaros Hayreddin Paşa'nın Cenova Doçu'na, Turgut ve Salih Reis'leri serbest bırakmadığı taktirde 100 parçalık donanmasıyla Cenova şehrini yakıp yıkacağını bildirmesi üzerine kurtarıldılar.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Deniz Savaşları
|
Salı, 09 Eylül 1997 |
Mora'nın güneybatısındaki Navarin limanı ile Burak Adası'nın güneyinde Osmanlı ile Venedik donanmaları arasında 1499'da yapılan deniz savaşı. 2.Beyazıt, 1499 yılı baharında Mora'daki Venedik sömürgelerini ele geçirmek maksadıyla kara ve deniz kuvvetleri için İnebahtı (Lepanto) kalesini ilk hedef olarak seçmiş, İstanbul ve Gelibolu'da gerekli hazırlıklara başlamıştı.
Kaptan-ı Derya Küçük Davut Paşa kumandasında 67'si kadırga ve 20'si büyük olmak üzere 270-300 parçadan kurulu Osmanlı donanması Gelibolu'dan hareket etti. Donanmada Anadolu ve Rumeli sipahileri ile kapıkulu askerlerinden kurulu 60.000 kişiden fazla bir kara kuvveti de bulunmaktaydı. Devrin en ünlü denizcilerinden Kemal ve Burak Reis'lerle Kara Hasan ve Hersek Reis'in de katıldığı donanmada Kemal ve Burak Reis'lere özel olarak yapılmış her biri 2.500 tonluk birer Göke verilmişti.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Muhtelif Konular
|
Çarşamba, 03 Eylül 1997 |
Büyük denizici Hızır Reis'i anlamak için onu evvela denizle kıyaslamalıyız. Bazen saf ve berrak, bazen haşin ve vurucu, bazen kudretli ve kükreyici olan denizle... Çünkü Hızır Hayreddin Paşa engin dehası içinde denizin enginliğini taşımak suretiyle çok üstün zaferlere kavuşmuştur.
Barbaros Hayreddin’in Fransa zaferinden bahseden Sandovil Barbaros’u şöyle anlatır:
“İnce zekalıydı, alayı ve şakayı severdi. Kızdığı zaman sesi ve sözleri birdenbire azamet peyda eder ve pervasızlaşırdı. Cesurdu, tedbirliydi. Harp başlamadan önce uzağı görür, savaş başladıktan sonra ise çok sert olurdu.”
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Reisler
|
Pazar, 03 Ağustos 1997 |
1488'de Mısır seferinde kadırga reisi olarak görev alan Burak Reis'in doğum yeri ve hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. 2.Beyazıt devrinde gerçekleşen Osmanlı-Venedik deniz savaşında, Kaptan-ı Derya Küçük Davut Paşa idaresinde Kemal Reis ile birlikte İnebahtı (Lepanto) açıklarında yapılan deniz savaşında (Temmuz 1499) bulundu.
1498 yılı Türklerle Venedikliler arasında savaşların başladığı tarihtir. Venediklilerin karşısına iyi hazırlanmış eksiksiz bir donanma gücüyle çıkmak isteyen Osmanlılar 1.000'er kişi taşıyabilen, her biri 2.500 tonluk iki büyük Göke sınıfı savaş gemisi yaptırmış ve kaptanlılarına da Burak ve Kemal Reis'ler getirilmişti.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Muhtelif Konular
|
Pazar, 03 Ağustos 1997 |
Girit adasının fethine Sultan İbrahim zamanında başlanmış, Avcı Sultan Mehmet zamanında tamamlanmıştı. 1821'de Yunan istiklâlini hazırlayan Heten'a Cemiyeti elini buraya da atmış, Rumların ayaklanması sağlanmış ve Türklerin can ve mal emniyeti son bulmuştu. Açıkgöz Rumlar, bunu Avrupa basınına kendi lehlerine ulaştırmayı başarmışlar ve Türklerin katliâma giriştiği propagandasını yaymışlardı.
1825'te yapılan Girit ve Sisam ayaklanmaları çok kanlı olmuştu. 1866'da birçok Avrupa devletinden para ve silâh yardımı sağlayan bir ihtilâl hareketi meydana getirmişlerdi...
Bu sırada Avrupalılar araya girerek, Girit için bir özel idarenin kurulmasını istediler. Bu yeni idare bugün Kıbrıs'ta olduğu gibi, Rumların gelişip teşkilâtlanmasına yardım etti.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Türk Denizciliği
|
Cuma, 01 Ağustos 1997 |
Bir deniz serüveni ki, resmî belgeleri yayınlanmamış olsaydı, inanılması pek güç gelirdi. Kahraman denizcilerimizin bu hayret verici serüvenine geçmeden önce o günlerin havasına bakalım:
Yıl 1922... Nisan ayının ortaları... Türkiye, ölüm-kalım mücadelesinin son taarruzuna hazırlanmaktadır. Ordu yeniden donatılacak, silâh ve cephanelerle taarruz gücü arttırılacak, sonra umumî taarruza geçilecek ve düşman, Misak-ı Millî sınırları dışına atılacaktır.
Bütün bunlar için paraya, pek çok paraya ihtiyaç vardır. Bu devre, Türkiye'nin bir kader anıdır. Bu mücadelenin parolası "Ya istiklâl, ya ölüm" dür. İşte o günlerde Ankara'ya inanılması güç şöyle bir ihbar yapılıyor:
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Türk Denizciliği
|
Cumartesi, 26 Temmuz 1997 |
Osmanlı Kapdân-ı Deryâsıdır. 1758 yahut 1759'da doğdu. Çerkes veya Gürcü asıllıdır. Silâhdar İbrahim Paşa'nın aracılığıyla küçük yaşta saraya sokulmuş, Enderûn-u Hümâyûn'da iyi bir eğitim görmüştür. Bu arada III.Sultan Selim'e, şehzadeliğinde hizmet etmiştir. Doğrulanmayan bir söylentiye göre de onun süt kardeşiymiş.
Bir süre sonra mabeyincilik, tebdilcilik ve başçuhadarlığa yükseltilmiştir. 1789 ekiminde mühr-i hümâyûn'u Rumeli'deki Cezayirli Gazi Hasan Paşa'ya götürmek emrini aldı. Bu emanetin tesliminde sadrâzam paşa, Hüseyin Ağa'yı bağış ve hediyelere boğdu, İstanbul'a dönüşünde padişahın gözündeki itibarı az zamanda çok arttı. Bunu, Topkapı Sarayı'nda geçtiği anlaşılan bir olaya ait 1792 tarihli bir vesikadan öğreniyoruz.
|
Devamını oku...
|
Tarih -
Türk Denizciliği
|
Pazar, 25 Mayıs 1997 |
19.Yüzyıl Osmanlı Devleti'nin ünlü ve yiğit denizcisidir. Soyca, Trabzon ve Giresun'da dallan bulunan bir ailedendir. Cezâyir-i Garp Ocağı'nda yetişti. Yakını Halil Kaptan'ın gemisiyle uzun deniz yolculuklarına çıktı. Böylece deniz ve denizciliği öğrendi. Daha sonra adı geçen kaptana damat oldu. İstanbul'a gelip tersaneye girdi. Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle az zamanda çok sevgi topladı. Kendisine önce Kapudâne-i Hümâyûn arkasından Mîr-i Mîrân (Beylerbeyi) rütbesi verildi.
1827'de Osmanlı deniz kuvvetlerinin büyük kısmı, onun emir ve kumandası altındaydı. O yılın 20 ekiminde Batılı saldırganlarla, onlardan hiç de geri kalmayan Ruslar, işbirliği yapmış durumdaydılar. Bir rivayete göre Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa ve oğlu İbrahim Paşa da el altından onlarla uyuşmuştu. Navarin limanında demirli savaş filomuza dost gibi yanaşıp ufak bir olay çıkardılar. Denizcilerimizin buna tepkisini bahane ederek, alçakça ve var güçleriyle saldırdılar. Gafil avlanmıştık. Sekiz bin şehit verdik. Gemilerimizin aşağı yukarı hepsi yandı.
|
Devamını oku...
|
|
|
↢ Başlangıç ← Önceki 1 2 3 Sonraki → Son ↣
|
|