SeyrüseferİhbarnameEmare → Taş Yok Köpek Var

Taş Yok Köpek Var

İhbarname - Emare
Perşembe, 14 Aralık 2017

Yok yavru uçak gemisiydi, yok denizaltıydı vesaire derken bunlar için neden gerçekten milli imkânlara yönelinmiyor da devamlı olarak bir yandan herşeyi ile acayip milliymiş gibi gösterilen ve fakat neredeyse hepsi Batı ile birlikte yürütülen iddialı büyük projeler birbirini izlemeye devam ediyor dememe bakmayın, hıyarlık bende ve bunların hepsi boş lâf.

Öyle ya dokuz metrelik şişme botlara varıncaya kadar küçücük ihâlelerde bile adamların desturu olmadan ve onlara güzel bir para da bayılmadan ilerleyemediğimiz düşünüldüğünde gerçek mânâda milli savaş gemilerinden, denizaltılardan falan bahsetmek harbiden de abesle iştigâlden başka ne olabilir ki!

Misâl şimdilerde İstanbul'da, İspanya'dan aldığımız bir gemiyi inşa ediyoruz, bittiğinde buna milli uçak gemisi diyeceğiz ama bırakın gemiyi, üzerinde kullanılacak olan 11m'lik şişme botların bile ithâl olduğunu kaç kişi bilecekki veya bilse de artık kimin umurunda? Neyse, şişme bot konusunu sonraki bölüme (Ama Kralın Köpek) bırakalım ve gelelim içinde bulunduğumuz ahvâl ve şerâiti tek başına olduğu gibi özetlemeye yeterli olabilecek güncel bir meseleye.

Antalya Serbest Bölgesi olarak adlandırılan yer, küçük deniz araçları açısından milli tasarım ve üretim imkânlarının üzerine vurduğu başarılı(!) AB1 darbesiyle oldukça dikkât çeken bir bölge haline geldi. Yerli üreticilerin üzerinde yok edici bir baskı oluşturan, tam bir haksız rekabet ortamı meydan getiren bu serbest bölge adlı oluşumlar ile ilgili söylenebilecek çok fazla şey olmakla birlikte mevzuyu uzatmamak için şimdilik bunları atlamak belki daha uygun olur.

Bu zaafiyeti ilk değerlendirenler ingilizler oldu ve devletlerinin tam desteğine sahip olan mühendislik işletmesi BMT Antalya'da Türk şirketi görünümlü ilk işletmesini uzun zaman önce kurdu (belki kurdurdu demek daha uygun olur). Aynı ingiliz işletmesi aslında başka bir isim altında dolaylı olarak İstanbul'da uzun yıllardır faaliyet göstermekteydi.

İngiliz BMT uzantısı söz konusu her iki işletme de kuruldukları günden itibaren SSM (dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti) tarafından kayıtsız-şartsız tam destek gördü, o kadar ki Cumhuriyet tarihi boyunca bugüne kadar hiçbir gerçek-yerli üretici böylesine bir muamele ile karşılaşmamış aslında sadece tam tersi türde davranışlarla muhatap olmuştu.


Hollandanın Köpekleri

Resim.1) Bunun altına bir açıklama yazmak icâb ediyordu ama kendime sansür uygulayıp küfürleri silince geriye birşey kalmadı.
Bu durumda mecburen yorumsuz.[2]


İngilizlerin açtığı kapıyı gören ikinci ülke ise Hollanda oldu ve Antalya serbest bölgesine çöreklenmekte de gecikmediler. Aslında bu yazı geçtiğimiz kış yayınlanacaktı ama 16 Nisan seçimlerine gidilmekte olan bir ortamda [Resim.1] üzerinde görülen Hollanda merkezli olaylar vesaire cereyan edince, aslında öyle olmasa bile, bu yazı güncel siyasî olaylara yönelik gibi değerlendirilebileceği için belirsiz bir süre ertelenmişti çünkü asıl mesele bu kadar sığ bir bakış açısına indirgenemeyecek kadar köklüydü.

Hollandalıların yaptıkları söz konusu şerefsizlikler esnasında bu yazıya konu olan Sahil Güvenlik botlarının mürettebatları da orada eğitimdeydi! O günlerin haberlerine tekrar göz atarsanız, bu yaptıklarını Hollandalıların yanına bırakmayacağız vesaire şeklinde pek çok iddialı beyanât görülebilir. Peki sonuç ne oldu?

Açıkçası bu süreçte Hollanda herhangi birşey kaybetmediği gibi, üstelik bizim üzerimizden kazanmaya da devam etti ve hâlen de ediyor: Köklü bir mühendislik ve denizcilik işletmesi olan Damen [3] Antalya serbest bölgesine yerleştikten sonra Türkiye Cumhuriyetine yönelik ilk teslimatını da [1] geçtiğimiz yaz Sahil Güvenlik Komutanlığına gerçekleştirmeye başladı.

Söz konusu teslimat ile Sahil Güvenlik Komutanlığının kullanmaya başladığı ilk altı botun hangi yollarla tedarik edildiği çok da önemli değil, burada asıl önemli olan kapıyı açmaktı ve Hollandalılar bunda başarılı oldular ve üstelik bu esnada bütün dünyanın gözünde, Türkiye'yi adeta açlıkla boğuşan bir Afrika ülkesi veya bir muz cumhuriyetiymiş de avrupalıların vereceği üç beş kayığa muhtaçmış gibi de göstermek suretiyle; bir taş, iki kuş.

Böylece Antalya'da kısmî montaj/üretim yapmak yoluyla ve oluşan haksız rekabet imkanlarından da sonuna kadar yararlanarak, hem Türkiye'deki küçük profesyonel amaçlı tekne üreticilerini olduğu gibi piyasadan silmek, hem bu vasıtayla Türkiye'yi kullanarak daha önce erişemedikleri Ortadoğu ve Hazar Denizi pazarlarına rahatça nüfûz edebilmek ve hem de son safhada Türkiyenin gelecekteki askeri gemi ve denizaltı çalışmalarından pay kapmak yolunda sağlam bir şekilde ilerliyorlar üstelik de devletimizin açık desteği(!) ile.

Bu desteğin ilk somut işareti olarak SG'nin aldığı ilk altı bot, AB ve Göç Dairesi gibi kurumların birlikte uyguladıkları bir operasyon üzerinden gerçekleştirildi. Fakat şu anda Sahil Güvenlik vasıtalarında görev yapmakta olan mürettebat ile konuşulduğunda öğrenilebildiği kadarıyla SG Komutanlığının bu yeni Hollanda botundan inanılmaz bir şekilde 125(!) tane daha almaya hazırlandığı yönündeki bilgi tam anlamıyla dehşet verici! Kapı açıldıktan sonra meselenin nereye gitmekte olduğunun ilk işareti...

Aslına bakılırsa söz konusu tasarım uzun zaman önce Hollanda Sahil Güvenliği'ne de teklif edilmiş ama oradaki denizciler, bize kakalamayı başardıkları bu botu almayı reddedip amaca çok daha uygun ve başarılı başka tasarımı tercih etmişlerdi.

Türkiye'de mühendislik ve teknoloji geliştirme imkânlarının alenen kökünü kurutmakta olan bütün bu dümenler dönerken, herşeyin farkında olmalarına rağmen, gerek GMO'dan2 gerekse İTÜ başta olmak üzere Gemi Mühendisliği eğitimi veren kurumlardan en küçük bir ses dahi çıkmaması ise ayrı bir dert vesilesi.

Ama galiba en kötüsü şudur ki; taş bulunsa bile, artık taşı atacak bir babayiğit de ortalarda görünmüyor!

İkinci Bölüm >> Ama Kralın Köpek (Belki seneye...)

  • Bu arada; Taş, Köpek ve Kral arasındaki irtibatı bilmeyip de merak edenlerin buraya tıklayıp sonuna kadar dinlemeleri icâb eder, hem günümüzde esamesi dahi kalmayan, iyi müzik de (1970) cabası ;)

♦ Açıklamalar

1. AB: Avrupa Birliği [geri]
2. GMO: Gemi Mühendisleri Odası [geri]

♦ Kaynaklar

1. http://navaltoday.com/2017/07/07/turkish-coast-guard-gets-2-sar-vessels-from-damen
2. Resim.1) http://www.ensonhaber.com/hollandada-turk-vatandaslarina-polis-kopekli-mudahale-2017-03-12.html
3. Damen - http://nlnavy.damen.com
 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.