SeyrüseferSeyir DefteriKütüphâne → Teşkilât-ı Mahsusa

Teşkilât-ı Mahsusa

Seyir Defteri - Kütüphâne
Cumartesi, 11 Şubat 2017

Teşkilât-ı MahsusaHerhalde geçen Kasım ayının sonları gibiydi, akşamın bir saatinde Üsküdar iskelesi civarındaki duraklardan belediye otobüsüne bindim. Bir müddet yol almıştık ki iskele tarafta, cam kenarı koltuğunda dalgın bir şekilde dışarıyı seyretmekteyken sancaktan, izlemekte olduğum bölge ile alâkalı bir soru geldi. Gayrî ihtiyarî soruyu soran kişiye baktığımda 25-30 yaşlarında, o âna kadar yanımda oturduğunun farkında bile olmadığım bir genç ile göz göze geldim.

Kullandığı türkçe'de yabancı şivesi mevcuttu ama ilginç bir şekilde tam olarak kökeni ayırt edememiştim, oysa genellikle bunu anlamak kolay olurdu. Mevzu uzadıkça durum merakımı çekmeye başladı. Bilâhare çocuğun amerikalı bir mormon papazı olduğunu öğrendim. Üsküdar bir süredir baş hedeflerden olduğu için ortalık bilhassa protestan misyoner kaynamaktaydı ama bir mormon misyoner, işte bu ilginçti.

İstanbulun bir nevi getto sayılabilecek vahşi bir bölgesine doğru yol almakta olan otobüsün içinde, muhtemelen içeridekilerin pek çoğundan daha iyi türkçe konuşabilen çok genç bir batılı yabancı! Her ne kadar durum son derece ilgi çekici bir hâl almaya başlamış olsa da artık otobüsten inmem gerekiyordu. Papaz ise hiçbir sıradan batılının, üstelik de gece karanlığında sokaklarında dolaşmaya cesaret edemeyeceği son durağa doğru yoluna devam etti!

Şunu göz önünde bulundurmak lâzım gelir ki bir bütün olarak ABD istihbarat teşkilâtları içindeki hâkim güç kimdir sorusunun cevabı rahatlıkla "köktendinci mormon mezhebi mensuplarıdır" şeklinde verilebilir diyerek meseleyi sonlandıralım. Ama bu karşılaşma bana nedense 1994-95 civarında okuduğum bir kitabı da anımsatmıştı.

Teşkilât-ı Mahsusa adlı bu eser aslında köken olarak bir kitap değildir ve 1963 senesinde, Princeton Üniversitesinde, Philip Hendrich Stoddard tarafından sunulmuş, yayınlanmamış bir doktora çalışmasıdır. Tansel Demirel tarafından türkçeye çevrilen çalışma, yazıldıktan 30 yıl sonra, 1993 senesinde Türkiye'de kitap hâlinde basılmıştır.

Bu kitabı ilk kez okuduğumda pek çok açıdan son derece şaşırtıcı gelmişti. O güne kadar Teşkilat-ı Mahsusa hakkında isminden başka hiçbir şey bilmiyordum zaten bu konuyla alâkalı türkçe bir yayın, bir çalışma bulabilmek imkânsız gibiydi. Buna rağmen, böylesine özel ve sıradışı bir konuda, son derece geniş kaynakların değerlendirilmesi suretiyle gerçekleştirilmiş böyle bir çalışmayı Türkiye'den değil de dünyanın öbür ucundan birinin yapmış olması başlı başına acayip görünen ve şaşılacak bir şey gibiydi doğrusu. Ama aslına bakılırsa ne acayip ne de şaşılacak bir şeydi, asıl şaşılacak olan bizim vurdumduymazlığımız veya tembelliğimiz veya başka birşeyler olabilirdi belki...

 

Teşkilât-ı Mahsusa

Resim.1) Yazıya konu olan kitabın kapağı. Birinci Baskı - Kasım 1993, İstanbul

 

Sitenin bu bölümünde çeşitli açılardan değerli bulduğum, çoğunlukla Denizcilik konulu eserleri tanıtmama rağmen bu kez durum oldukça farklı. Zira bu kitap baştan aşağı hatalarla dolu olduğu gibi tarafsız bir bakış açısıyla bile (ki böyle bir konuda, bir Türk olarak ben haliyle tarafsız değilim) başarısız bir çalışma olarak nitelendirilebilir. O zaman buraya konu olması neden?

Nedeni tahmin etmek aslında kolay ve tek kelime ile ifade etmek gerekirse "ibret" demek uygun olur kanısındayım. Kitabın hatalarla dolu olmasının akla uygun iki temel sebebi belirtilebilir:

  1. Cehalet
  2. Kasıt

Burada muhtemelen bir miktar cehalet de söz konusu olabilir belki ama genel havaya bakıldığında, konuların ele alınış tarzlarına ve birbirlerine bağlanma açılarına dikkât edildiğinde, anlaşılabileceği üzere çalışmanın bilinçli bir yaklaşım sonucunda gerçeğe değil de belirlenen bir hedefe odaklı olarak hazırlandığı söylenebilir. Hataların kitaba ustaca yerleştirilmiş izlenimi uyandırması da bu yönde ayrı bir diğer gösterge olarak kabûl edilebilir.

Doğal olarak böyle bir çalışmada temel hedef bellidir. Yukarıda da belirtildiği üzere bu bir doktora çalışması olup özel olarak ABD istihbarat bürokrasisini ve siyasetçilerini, kendi ülkelerinin çıkarları(?) doğrultusunda belli bir hedefe daha etkin bir şekilde yönlendirebilmek amacıyla gerçekleştirilen faaliyetlerden sadece biridir. Tabii ki böyle hedeflere yalnızca bir iki tez yazmakla ulaşılamaz ama bu türden çok sayıda ve böylesine emek vererek hazırlanmış çalışmalar bir araya geldiğinde ve diğer bazı etkenlerle birleştirildiğinde, aslında tam olarak söz konusu çalışmaları yapanlar değilde de yaptıranlar ve destekleyenler tarafından, ülkeler arasındaki etkileşim (buradaki örnek için ABD-Türkiye arasında) güçlü bir şekilde yönlendirilebilmektedir. Evet yukarıda, kitap için başarısız bir çalışma demiştik ama aynı zamanda hedeflerine ulaşma anlamında, yazdıranlar açısından başarılı olduğu da ifade edilebilir; başarının izâfiyeti.

Diğer taraftan böyle çalışmaların, belki uzun vadede üzerimizde çok daha fazla etki bırakan ama hazırlayan(lar) tarafından ikincil etki olarak tanımlanacak bir yönü daha vardır ki özellikle belli bir hedef doğrultusunda kurulmuş bulunan mâlum muhip üniversiteleri vasıtasıyla, hain tabiatlı kişilerin dikkâtlice seçilip desteklenmesi suretiyle oluşturulan ve yürütülen düzen içinde ve bu kitap örneğinde olduğu gibi, belli bir özel amaç için hazırlanmış akademik görünümlü çalışmaların kaynak alınması şeklinde devam ettirilen süreçlerdir. O kadar ki günümüzde Savunma Sanayiinin içinde bulunduğu; Türk milleti açısından aslında zarar verici etkileri olan; ülkenin gerçek imkânlarını körelten (ama öyle olduğu da pek anlaşılamayan!), Batı açısından ise son derece başarılı vaziyetin kökeninde de böyle bir tohum mevcuttur. Fakat bu meseleyi daha fazla uzatmadan değerlendirmeyi okuyucuya bırakmak ve kesmek daha iyi olacak gibi...

Velhasıl Teşkilât-ı Mahsusa adlı kitap her ne kadar dikkatlice yönlendirilmiş ve saptırılmış bilgiler barındırsa da düşmanın üzerimizdeki etkisinde nasıl bu kadar kolayca başarılı olabildiğinin ipuçlarının alınabileceği, bir nevi istihbarat tersine mühendisliği işlevi amacıyla da kullanılabilir fakat bunu yapabilmek için okuyucunun uygun altyapıya ve dikkâte sahip olması gerekir diyebilmek de mümkündür. Bunun yanında istihbarat ve yakın Türk Tarihi konularına ilgi duyanların da okumak isteyecekleri bir kitap olabilir.

 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.