İkinci Dünya Savaşı bittikten hemen sonra ABD donanması tarafından akustik güdümlü bir torpil için mühendislik çalışmaları başlatıldı. Söylendiğine göre bu projedeki ilk faaliyetler 1942'de Harvard üniversitesindeki HUSL (Harvard Underwater Sound Laboratory | Harvard Sualtı Ses Laboratuvarı) birimine dayanmaktadır. HUSL, 2.Dünya Savaşı esnasında ABD'nin aktif-pasif torpil güdüm teknolojilerinin araştırıldığı tek merkezdi.
Savaştan hemen sonra HUSL kapatıldı, buradaki bilim adamları ve çalışmalar Pennsylvania devlet üniversitesinde ORL (Ordnance Research Laboratory | Mühimmat Araştırma Laboratuvarı) adıyla kurulan birime1 kaydırıldılar.
Muhtemelen savaş sonrası ele geçirilen daha ileri düzeydeki Alman akustik torpil teknolojilerinin de katkısıyla, resmî olarak Mk37 için asıl mühendislik çalışmaları ORL'de 1946 senesinde başladı.
Temel hedef elektrik tahrikli aktif/pasif akustik güdümlü bir DSH2 torpili geliştirebilmekti. 1955-56 senelerinde arge çalışmaları için 30 adet deney torpili imâl edildi. Nihayet torpilin ilk modeli olan mod0'ın geliştirilmesi yaklaşık 10 senelik çalışmadan sonra 1956 civarında tamamlandı ve bilâhare seri üretim başladı. Böylece Mk37 ABD donanması denizaltıları tarafından denizaltılara karşı kullanılan ilk torpil olarak hizmete girdi.
Mk37 elektrik tahrikli ve çift hızlı olarak tasarlanmıştır. Yüksek sürât seçeneğinde 26denizmili/saat, düşük sürât seçeneğinde 17denizmili/saat ile seyir mümkün olabilmektedir. Mk37'nin hem aktif, hem pasif olarak 60kHz'de çalışan bir akustik güdüm sistemi mevcuttur. Mod0 için güdüm sisteminin tespit menzili 640m civarında kabul edilir.
Bu tasarımın yetersizlikleri ve sorunları fark edilmeye başlandıktan sonra mod0 üzerinde bazı iyileştirme ve geliştirme çalışmaları gerçekleştirildi ve bir nevi düzeltilmiş mod0 olan ve mod3 olarak adlandırılan yeni sürüm ortaya çıktı.
Resim.1) Mk37.mod2 ve Mk37.mod3 torpidolarının görünüşleri. Mod3'ten farklı olarak mod2'nin kuyruğunun önünde güdüm telinin bulunduğu ilave bir bölme mevcuttur. Her iki torpil de Türk Deniz Kuvvetleri tarafında halen kullanılmaktadır.
Diğer taraftan aktif/pasif akustik güdümlü mod0'ların yetersizliklerini giderebilme çabasıyla ikinci bir yönde de hareket edilerek 1959'da Mk37'ye tel güdüm yeteneği kazandırılması için mühendislik çalışmaları yapıldı ve ilk tel güdümü eklenmiş Mk37 torpili olan Mk37.mod1 1960'ların başlarında kullanıma girdi. Mod0 gövdesine eklenen tel güdüm bölmesi sebebiyle torpilin uzunluğu 660mm, ağırlığı ise 118kg kadar arttı. Mk37.mod1, mod0'a göre daha uzun, ağır ve yavaştır. Fakat ilave edilen tel güdüm yeteneği sayesinde daha iyi hedef tespit yeteneğine ve daha yüksek isabet ihtimaline sahip kabûl edilebilir.
Ayrıca mod.1 sürümü ile Mk37 torpili üzerinde gerçekleştirilen ilaveler denizaltılardaki atış kontrol sistemleri ve torpil kovanları üzerinde de tel güdüm yeteneğine paralel olarak bazı değişikliklere ihtiyaç duyulması sonucunu doğurmuştur.
1967'de mod0'lar mod3'e ve mod1'ler de mod2'ye yükseltilmeye başlandı. Bu çalışmayla torpil üzerinde pek çok tadilât gerçekleştirilmiştir. Bunlardan en önemlisi sonarda kullanılan manyetik-büzülme esaslı aynaların piezo-elektrik esaslı olanlarla değiştirilmesidir. Bu değişiklikle hedef tespit menzili yaklaşık olarak 640m'den 910m civarına yükselmiş ve derinlik artışına bağlı olarak yaşanan hassasiyet kaybı ortadan kalmıştır.
Bu torpillerin, resmi olarak açıklanmamış olmakla birlikte, 20-23denizmili/saat civarında seyreden bir hedefe karşı isabet ihtimâlinin, bütün sistemlerin düzgün olarak çalıştığı varsayılsa ve herhangi bir akustik karşı tedbir uygulanmasa bile %10'un altında olduğu belirtilmektedir.
Mk37'nin başlangıç safhasındaki yörüngesi jiroskop ile idare edilir ve istenen yönde düz bir hat üzerinde yüzüş sağlanır. 60kHz de çalışan sonar aynaları pasif ve son 640m içinde ise aktif güdüm ile hedefi tespit ettiğinde yön üzerindeki gerekli düzeltmeler elektronik olarak gerçekleştirilir. Sonraki modellerde vakum tüplerinin yerini katıhâl yarı iletken temelli elektronikler almıştır.
Her iki model de 143kg HBX-3 içeren harp başlığına sahiptir. Harp başlığının patlatılması sadece fiziki temas ile olur. İlk modellerde mk19 temas tapası bulunuyordu. Daha sonra tapa üzerinde de bazı iyileştirmeler yapılmış mod3 ve mod2 torpillerine mk19.mod1 temas tapası yerleştirilmeye başlanmıştır.
Elektrikli tahrik sistemi sayesinde torpil kovandan yüzerek çıkar ve basınçlı hava ile fırlatılması gerekmez ki bu durum denizaltının akustik izi üzerinde belirgin bir azalma sağlar. Elektrikli Mk37 torpilleri Mark46 Ag-Zn (Gümüş-Çinko) aküler kullanmaktadır. Bu akülerin aşırı ısınmaya meyilli olduğu ve buna bağlı olarak yangın ve patlamalara sebep olabileceği bilinmektedir. 1968 senesinde Atlas okyanusunda kaybolan ABD donanmasına ait USS Scorpion nükleer hücum denizaltısının torpido dairesindeki bir Mk37'nin aküsünden kaynaklanan patlama sonucunda battığı şeklindeki değerlendirme en önde gelen ihtimâllerden biridir. Eğitim torpillerinde ise tekrar doldurulabilir ikincil aküler kullanılır.
|
Mk37.mod3 |
Mk37.mod2 |
Çap |
483mm |
483mm |
Uzunluk |
3,43m |
4,09m |
Ağırlık |
649 |
767 |
Sürât | Menzil |
26dm/saat | 9.100m 17dm/saat | 21.000m |
24dm/saat | 8.200 (?) 15,5dm/saat | 19.000m (?)
|
Güç |
35hp | 11,5hp |
35hp | 11,5hp |
Azami Derinlik |
~300m |
~300m |
Güdüm |
Aktif/Pasif Bileşik |
Aktif/Pasif Bileşik + Tel
|
Seyir İdaresi |
Jiroskop |
Jiroskop + Tel |
Harp Başlığı |
143kg | HBX-3 |
143kg | HBX-3 |
Tapa |
Mk19.mod1 / Temas
|
Mk19.mod1 / Temas
|
Kullanıcılar |
Arjantin, Brezilya, İspanya, Kanada, Norveç, Peru, Tayvan, Türkiye, Yunanistan |
Çizelge.1) Türk Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Mk37 türevlerinin bazı temel özellikleri.
1952'den sonra ABD donanmasının denizaltıdan fırlatılan temel DSH torpili olan Mk37 1972'den itibaren Mk48'in hizmete alınmasıyla hizmetten alınmaya başlamıştır. 3.300'den fazla Mk37 torpili üretildiği söyleniyor. Hizmet dışına çıkartıldıktan sonra pek çok Mk37 Türkiye gibi çeşitli ülkelere satılmıştır.
Elektrikli torpillerin performans sınırlamalarını aşabilmek için MK37C adı verilen çalışma ile Mk46 torpillerinde kullanılan ısıl tahrik sisteminin eklendiği bazı MK37 türevleri de mevcut olmakla birlikte, bilindiği kadarıyla bunlar Türk Deniz Kuvvetlerinde mevcut olmadığı içi bu makalenin kapsamı dışındadır.
devam edebilir...
|