Güney Korenin ilk torpil çalışmaları 1974 senesinde Mk44 hafif torpillerinin ABD denetiminde kopyalanması faaliyeti ile başladı. Akustik güdüm sistemi derin su için geliştirilmiş olan kopyalanmış Mk44'ler Güney Kore'nin sığ su ihtiyaçlarını karşılayabilmekten tamamen uzaktı. Bu safha tamamlandıktan sonra mecburen ikinci aşamaya geçildi.
ABD'nin hafif torpil üreticisi Honeywell ile daha fazla işbirliği yapılarak, mevcut akustik güdüm sistemi bölgenin sığ suları için değiştirilmiş bir nevi geliştirilmiş Mk44 sayılabilecek K744'lerin lisans altındaki üretimleri ise 1980'lerde gerçekleştirildi. Bu seviyeden sonra ise artık Güney Koreliler daha yüksek yerli katkı oranına sahip torpiller üretebileceklerine inanmaya başladılar.
Mk44 ve türevlerinin lisans altında üretim çalışmalarını bir kenara bırakırsak Güney Korenin bilinen üç + bir adet konvansiyonel yerli torpil projesi mevcuttur, çalışmaların başlama sırasıyla;
- Beyaz Köpekbalığı (K731) - Baek Sang Eo; 483mm ağır torpido
- Mavi Köpekbalığı (K745) - Chung Sang Eo; 324mm hafif torpido
- Kırmızı Köpekbalığı - Hong Sang Eo; füze ile taşınan 324mm (K745) hafif torpido
- Kaplan Köpekbalığı (K?) - Beom Sang Eo; 533mm tel güdümlü ağır torpido
Bu silahlardan ilk üçü halen Güney Kore donanması tarafından kullanılmaktadır, dördüncü sıradaki Kaplan Köpekbalığı ise henüz tasarım ve geliştirme safhasındadır ve gerçek ürüne ait herhangi bir görüntü yayınlanmış değildir.
Torpil |
Mavi Köpekbalığı | K745 |
Uzunluk |
2,7m |
Çap |
324mm |
Ağırlık |
280kg |
Harp Başlığı |
60kg | PBX |
Azami Sürât |
23m/sn |
Azami Menzil |
12.000m |
Azami Dalış Derinliği |
350m |
Güdüm |
Aktif / Pasif |
Tahrik Sistemi |
Elektrik | Gümüşoksit Çinko Akü |
Sevk Sistemi |
Tulumba-Jet |
Hedef |
Sualtı |
Çalışma Başlangıcı |
1995 |
Hizmete Giriş |
2008
|
Çizelge.1) Güney Kore üretimi K745 mavi köpekbalığı torpidosunun temel özellikleri.
Yeni nesil yerli torpiller için geliştirme çalışmaları 1990 ve 1995 senelerinde ADD ve LG Elektronik tarafından resmen başlatıldı. ADD bir nevi Türkiye'deki Tübitak SAGE'nin Güney Kore'deki karşılığı sayılabilir, LG'yi ise sanırım bilmeyen yok. Yerli torpiller için iki temel proje söz konusuydu, çalışmaların başlama sırasıyla;
- 483mm K731
- 324mm K735
İhtiyaç duyulan teknoloji için çeşitli ülkelerle işbirliği yapıldı. Mesela Eurotorp ile yapılan işbirliği neticesinde K745 bazı açılardan MU90 ile benzer niteliklere sahip oldu. Havadan atıldığında, suya giriş esnasında sonar dizini üzerinde yaşanan ve çözülemeyen bazı sorunların aşılabilmesi için ise Rusya'dan destek alındı. Ayrıca üretilen torpillerin; gemilerin, denizaltıların, uçakların ve helikopterlerin atış kontrol sistemlerine entegrasyonları gibi alanlarda Almanya ve ABD ile de ortak çalışmalar yürütüldü.
Torpil Taşıyan Füze |
Kırmızı Köpekbalığı |
Uzunluk |
5,7m |
Çap |
380mm |
Ağırlık |
820kg |
Harp Başlığı |
K745 Torpili |
Seyir Sürâti |
Mach 1 |
Asgari Menzil |
7.000m |
Azami Menzil |
30.000m |
Güdüm |
Otopilot ? |
Tahrik |
Katı Yakıt |
Hedef |
Sualtı |
Çalışma Başlangıcı |
? |
Hizmete Giriş |
2012
|
Çizelge.2) Güney Kore üretimi kırmızı köpekbalığı silahının temel özellikleri.
Çalışmaları 1995'de başlayan ve Mavi Köpekbalığı adı verilen K745'in hizmete girebilmesi 2008 senesinde mümkün oldu. Mavi Köpekbalığı kıçına tulumba-jet takılmış ve elektrikle tahrik edilen bir Mk46 olarak kabul edilebilir. Başka bir ifadeyle bir Mk46-MU90 melezi de diyebiliriz. Daha sonra K735'in havadan daha uzun menzillere taşınabilmesi için Kırmızı Köpekbalığı adı verilen proje başlatıldı ve kısa bir süre önce bu proje de tamamlandı.
Torpil |
Beyaz Köpekbalığı | K731 |
Uzunluk |
6m |
Çap |
483mm |
Ağırlık |
1.100kg |
Harp Başlığı |
? |
Azami Sürât |
18m/sn |
Azami Menzil |
30.000m |
Azami Dalış Derinliği |
350m |
Güdüm |
Aktif / Pasif |
Tahrik sistemi |
Elektrik | Gümüşoksit Çinko Akü |
Sevk Sistemi |
Tulumba-Jet |
Hedef |
Suüstü / Sualtı |
Çalışma Başlangıcı |
1990 |
Hizmete Giriş |
2004 |
Çizelge.3) Güney Kore üretimi K731 beyaz köpekbalığı torpidosunun temel özellikleri.
2007 civarında Güney Kore K731'in yetersizliklerini giderebilmek ve denizaltı filosunun acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yeni bir torpil projesi daha başlattı. Çeşitli Güney Kore kaynaklarında ilk zamanlar bu proje Siyah Köpekbalığı olarak adlandırılsa da bugün için bilindiği kadarıyla proje artık Kaplan Köpekbalığı olarak tanımlanmaktadır. Eldeki çok kısıtlı verilere göre Kaplan Köpekbalığının tahmini nitelikleri şimdilik aşağıdaki gibidir;
Torpil |
Kaplan Köpekbalığı | K? |
Uzunluk |
6,4m |
Çap |
533mm |
Ağırlık |
? |
Harp Başlığı |
? |
Azami Sürât |
28m/sn ? |
Azami Menzil |
50.000m ? |
Azami Dalış Derinliği |
350m ? |
Güdüm |
Aktif / Pasif / Tel |
Tahrik Sistemi |
Elektrik | Lityum-İyon Akü |
Sevk Sistemi |
Tulumba Jet ? |
Hedef |
Suüstü |
Çalışma Başlangıcı |
2007 |
Hizmete Giriş |
2016 ?
|
Çizelge.4) Güney Kore üretimi Kaplan Köpekbalığı torpilinin tahminî temel özellikleri.
Oldukça gizli tutulmakta olan bu proje ile ilgili olarak son bir sene içinde ortaya çıkan kısıtlı ve doğrulanmamış bazı veriler mevcuttur. Kaplan Köpekbalığı hakkındaki ilk görüntüler bir sene kadar önce gerçekleştirilen bir savunma fuarında tanıtılan ölçekli taslak modele aittir ve bu model, üzerinde K741'e eşdeğer sonar dizini ve sevk sistemi ile sergilenmiştir. Yine de 533mm ve tel güdümlü olarak tanımlanan yeni silahın nihai halinin görüntüsünün sergilenenden daha farklı olabilmesi de mümkündür.

Resim.1) Güne Korenin geliştirmekte olduğu Beom Sang Eo | Kaplan Köpekbalığı adlı ilk tel güdümlü ve 533mm torpidonun LIG Nex1 tarafından yayınlanan temsili resmi.
ADD1 tarafından LIG Nex1 ile birlikte yürütülen bu çalışmanın 2016 itibarı ile tamamlanacağı öngörülse de bu biraz iyimser bir tarih sayılabilir. Son Won İl ve KSS-III sınıfı denizaltılarda kullanılmak üzere geliştirilen Kaplan Köpekbalığı hakkında daha fazla bilgi ortaya çıktığında buradaki veriler güncellenebilir ama şimdilik eldeki malzeme bundan ibaret.
Akya, Kaplan Köpekbalığı olabilir mi?
Türkiyenin pek çok savunma projesinde olduğu gibi torpil teknolojisi için de Güney Korenin müşterisi konumunda olduğu gizli saklı bir durum değil. Bu ilişkinin seviyesi ve kapsamı belirgin olmamakla birlikte Türkiyenin açıklanan torpil çalışmaları zaman çizelgesinin Güney Kore çalışmaları ile bazı paralellikler göstermesi düşündürücü. Söz konusu çizelgedeki süperkavitasyon torpili hanesi ise dehşete düşürücü ;)
Bugüne kadar Akya'nın temelde K731 Beyaz Köpekbalığı teknolojisini kullanabileceği öngörülüyordu çünkü elde, çok yakın zamana kadar Siyah Köpekbalığı olarak adlandırılacağı düşünülen, meçhul tel güdümlü 533mm Güney Kore ağır torpiline ait hiçbir bilgi mevcut değildi ama artık var.
Eğer Akya gerçekten de tel güdümlü ve 533mm ise ve Güne Kore ile de derin(!) bir işbirliği gerçekten mevcut ise bu işin ucu belki Kaplan Köpekbalığına bağlanabilir.
Fakat resim.1'de görüldüğü üzere Kaplan Köpekbalığı diğer bütün Güney Kore torpilleri gibi müstevi dizin sonara uygun bir kafaya ve tulumba-jetli bir kuyruğa sahip. Diğer taraftan elimizdeki ipuçlarına göre Akya'nın kafası da kuyruğu da tamamen farklı bir tasarım anlayışına (Almanya) işaret ediyor.
Güney Kore bilim çevrelerince torpil teknolojisi alanında yayınlanmış olan makaleler incelendiğinde aslında eliptik/parabolik kafa yapıları üzerinde de çalıştıkları görülebilir. Eğer suüstü hedeflerine karşı tasarlandığı düşünülen Kaplan Köpekbalığı için de yukarıdaki temsili resimden farkı olarak böyle bir yöne gidilirse Akya ile arasında bir bağlantı kurulabilir belki ama bu şimdilik çok zayıf bir ihtimâl gibi gözüküyor.
Yine de Üç, Otuza eşit midir?
Bugün gelinen noktada ise Türkiye torpil teknolojisi alanında Güney Kore ile hemen hemen eşit seviyede olduğunu dolaylı olarak beyan ediyor. Yapılan bazı açıklamalar ve gerçekleştirilen sunumlar ile oluşturulan görüntüye bakılırsa onların otuz senede gelebildiği noktaya biz sadece üç senede ulaştık! (mı acaba?)
Güney Kore ile Türkiye arasında torpil teknolojisinin gerektirdiği gemi mühendisliği, makina mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, yazılım teknolojileri ve ar-ge alanında ayrıca sanayi altyapısı hususunda bir karşılaştırma yapmak bile abes iken böyle bir şey nasıl mümkün olabildi? Üstelik bu teknoloji alanı için Türkiyenin elindeki; hemen hemen sıfır bilim, sıfır ar-ge, sıfır tecrübe ve sıfır yan sanayi desteği ile... Bu çok büyük bir başarı mı? Bir mucize mi? Hayal mi? Sanal gerçeklik mi?
|