SeyrüseferDenizcilik → Sahiller ve Güvenlik

Sahiller ve Güvenlik

Seyir Defteri - Denizcilik
Salı, 24 Mart 2015

Bayrak Adası20 Şubat akşamı fuar merkezinin önündeki tren istasyonunda arkadaşlarla buluştuktan sonra yemek yedik ve Yeşilköy havalimanına yollandık. Önceki birkaç gün boyunca gerçekleşen yoğun kar yağışı sebebiyle ülke çapında yaşanan uçuş zorlukları artık büyük ölçüde azalmış olsa bile bizim tayyarenin kalkışı da geceyarısından sonraya sarkmaktan kurtulamamıştı.

İzmir'e indikten sonra kayığa ulaşmamız da zaman aldı. Biraz uyduktan ve bilâhare ıvır zıvır işleri hallettikten sonra tam öğle vakti Can'la beraber kayığı çözdük, güneye doğru yola çıktık. Hedef Karacasöğüt olmakla birlikte yarı yolda ara verip birkaç gün çalışmak da gerekecekti.

Altımızdaki kayık 11m civarında, hava sakin; kıçtan 10-15mil hızla esen hafif rüzgâr altında yelkenle yürüyoruz. Ana yelken ve cenoa açık, serin kuzey esintisinde ayıbacağı ile bir müddet seyrettikten sonra Dar Boğaz rotasında rüzgârı sancak geniş apazdan almaya başlayınca Can fırsattan istifade yeni asimetrik balonunu denemek istedi. Çorap içinden kullanılan diğer balonlar yerine tambur ve ıskota donanımı ile kendi mandarı üzerine kolayca sarılabilen bu yelkenin gayet kıyak olduğunu itiraf etmek gerekli.

 

İzmirin ve Bodrum Yarımadası arasındaki kıyılar

Resim.1) İzmir ve Bodrum yarımadası arasındaki kıyı şeridini gösterir harita. Yeşil çizgi Dar Boğaz'a yaklaşma ve ayrılma rotamızı gösteriyor. Kırmızı ile işaretli bölgenin ayrıntılı görüntüsü aşağıda mevcuttur. Turuncu noktalar bölgedeki Sahil Güvenlik vasıtalarının bağlı olduğu / görev yaptığı limanları gösteriyor. Bunlar sadece benim bildiklerim aralardaki küçük balıkçı barınaklarında belki başka SG birimleri de mevcut olabilir. 

 

Velhasıl bu armayla 13-14mil civarında kâh yavaşlayıp kâh hızlanarak kararsızca esen rüzgâr altında 7-7,5mil ortalama sürâtle bir müddet daha yol aldıktan sonra alaca karanlıkta Dar Boğaz'a girdik. Resmî ismi Dilek Boğazı olsa da halk arasında daha yaygın olarak kullanılan tanımlamasıyla Dar Boğaz'a girerken, geçmişte de hemen her zaman olduğu gibi tencere yine kaynamaya başlamıştı...

Dilek Boğazı veya Dar Boğaz; güneyinde Dilek Yarımadası, kuzeyinde ise bugün için Yunan işgali altındaki Sisam adası bulunan bir boğazdır ve adından da anlaşılabildiği üzere karşılıklı en yakın yerindeki mesafesi bir deniz milinden daha az olan gayet dar bir su yoludur. Ne kadar güzel bir tabiat parçasını olduğunu ise ancak gören bilir.

Havuzda tembelce oturup bir şeyler yerken rüzgâr ve otopilot adlı serdümen bizi Bayrak Adasına iyice yaklaştırmıştı. Bu esnada hava kararmış olsa da ayışığı altında, çok yakınımızdaki iki balıkçı teknesinden birinin adanın güneyinden diğerinin ise adanın hemen kuzeyinden doğu-kuzeydoğu istikametine doğru, kapılarını suya indirmiş ağır ağır trol çekmekte olduklarını gördük.

 

Dar Boğaz (Dilek Boğazı) ve Bayrak Adası

Resim.2) Dilek Boğazı (Dar Boğaz) ve çevresini gösterir bir deniz haritası.

 

Doğrusunu söylemek gerekirse tamamı milli park ve doğa koruma sahası olan bir arazinin kıyısında ve üstelik kıyıya bu kadar yakında (400-500m kadar) trol ile avlanılmasının her şey bir tarafa kanunlara aykırı olduğunu düşündüm. Üstelik güney yönünde boğazdan çıkarken birkaç balıkçı teknesinin daha aynı istikamete yol aldığını gördük.

Ancak dün ticari balık avcılığını düzenleyen kanunları [3] bulup inceleyene kadar durumu tam olarak anlayamamıştım; görünen o ki Dilek Yarımadasının güneybatısındaki Tavşan Adası ile kuzeydoğusundaki Zeytin Burnu (harita işaretli değil ama İlyasağa Tepesinin hemen kuzeydoğusundaki sivri burun) arasında kıyından sadece 200m sonra (eğer doğru anladıysam) her şey serbestmiş! Yani ortada kanunsuz bir durum yok. Evet kanun dışı değil ama mantıklı hiç değil!

Neyse, biz yola devam ettik ve kayığı çözdükten oniki saat sonra geceyarısı Didim'e bağladık. Benim için, bu kısa seyirde dikkât çeken temel husus, denizde her zamanki gibi hiçbir Türk Sahil Güvenlik teknesine rastlamamak oldu. Oysa bu sular insan kaçakçılığın merkezi; hava müsaitti ve ay erken battı, ayrıca bölgede yoğun bir balıkçılık baskısı da var vesaire...

Resim.1'de gösterildiği üzere bölgede pek çok Sahil Güvenlik birimi mevcut. Bu birimler Sar33'lerden şişme botlara kadar envai çeşit ve çoğu yeni/çok yeni vasıtaya sahip. On-onbeş sene öncesine kadar bölgedeki Sahil Güvenlik araçlarının sayıları özellikle Adalardenizinin uzun ve zorlu kıyıları için gerçekten de son derece yetersizdi. Fakat 2000'li senelerde devletin Sahil Güvenlik için harcadığı (bugünün para biriminde) milyarlarca lira ile günümüzde artık durum değişmiş görünüyor, en azından araç sayısı bakımından.

Yine de söz konusu vasıtaların nitelikleri, tedarik yöntemleri ve görev uygulamaları vesaire gibi bazı hususlarda söylenmesi gerekenler de var ve aslında bu yazının tek amacı bu netâmeli konulara bir giriş oluşturmaktan ibaretti! Takip etmesi muhtemel olan bölümlerde;

  • Sahil Güvenlik vasıtalarının tedarik siyaseti
  • Vasıtaların mühendislik/denizcilik açısından değerlendirilmesi
  • Denizdeki uygulamalar ve Türk denizciliği üzerindeki etkileri

açılarından durumun ele alınması düşünülüyor.

Başlangıçta ifade ettiğim gibi hedef Karacasöğüt'e varıp başka bir tekneyle geri dönmek olmasına rağmen bu defa Turgutreis'ten sonra devam etmek istemedim ve ilk uçakla memlekete döndüm, Can devam etti. Ayrıca bu vesileyle anladım ki artık dünya üzerinde yapmaktan hoşlanacağım hiçbir şey kalmamış ve bu durum hiç kötü değil, aslında gayet iyi gibi.

Kayık

 

♦ Kaynaklar

1. Harita: http://www.openstreetmap.org
2. Deniz Haritası: https://www.openseachart.org
3. 3/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ (Tebliğ No:2012/65)
 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.