İsveç tarafından üretilen Tp43 hafif torpili (torpidosu) üzerinde yapılan incelemeler hakkında bir miktar bilgiyi bu sayfa içinde bulabilirsiniz. 400mm çapındaki Tp43 helikopterlerden de kullanılabilecek şekilde üretildiğinden hafif torpil olarak sınıflandırılabilir. Aslında 650mm'lik bazı Rus torpilleri ve yine bazı 400mm Rus torpilleri haricinde dünya üzerinde genel kabul görmüş iki torpil ölçüsü vardır bunlar 533mm'lik ağır torpiller ve 324mm'lik hafif torpillerdir. Bu nedenle Tp 43 başlangıçta farklı çapıyla dikkat çeken bir torpildir.

Aslına bakılırsa bu torpili incelemek için seçmemin daha baskın sebepleri de var ki bunlara daha sonra değineceğim. İlk olarak amacım İsveç'in yaklaşımındaki doğruluğu (ve Türk yaklaşımındaki yanlışlığı) vurgulamaktı sanırım. İsveç Deniz Kuvvetleri pekalâ dünya piyasasına hakim olan torpil üreticisi bir kaç ülkeden, aslında onların kendi ihtiyaçları için geliştirdikleri, torpilleri alıp kullanabilirdi, tıpkı Türk Deniz Kuvvetlerinin yaptığı gibi. Fakat Baltık denizindeki akustik ortam oldukça zorluydu ve piyasadaki en gelişmiş hafif torpiller (Mk46 - ABD, Stingray - İngiltere, Murene - Fransa) derin, akustik olarak daha kolay okyanus suları için geliştirilmiş makinalardı bununla birlikte Baltık Denizindeki savaş senaryoları için yeterli değillerdi. Ayrıca savaş başlıklarının modern çift cidarlı Rus denizaltılarına karşı etkisi tartışmaya açıktı.

Bu durumda İsveç tamamen kendi harekât ihtiyaçları için kendi çözümünü geliştirmek yoluna gitti. Sonuç olarak ortaya çıkan silah dünyanın en ağır hafif topillerinden biri ve tek tel güdümlü hafif torpili olan Tp43 oldu. Bunun yanında diğer bütün hafif torpillerden daha büyük olduğundan da savaş başlığında daha fazla patlayıcı taşıyabilmekteydir. Yine diğer hafif torpillerden farklı olarak tel güdüm imkânı sayesinde bu torpil kendi küçük sonarının yetersiz kaldığı durumlarda fırlatıldığı aracın daha güçlü aktif/pasif sonarları yardımıyla çok daha etkin olabilmekteydir ve tam tersi bir durumda kendi sonarının sağladığı akustik veriyi fırlatıldığı araca iletebilmektedir.

Resim.1) Tp43 hafif torpili

Doğrusunu söylemek gerekirse Türk Deniz Kuvvetlerinin harekat ihtiyaçları da İsveç Deniz Kuvvetlerinin harekat ihtiyaçlarına bazı benzerlikler gösteriyor. Benzer olmayan tarafı ise buradaki ihtiyaçların daha da karmaşık olması. Her şeyden önce harekat yapılacak denizlerdeki deniz şartları birbirinden çok farklı. Kuzeyden başlarsak;

1. Karadeniz en başta çok miktardaki nehrin getirdiği tatlı su sebebiyle akustik olarak oldukça zorlu bir ortam.
2. Boğazlar ve Marmara çok etkili termoklin¹ - saliklin² tabakalaşmaları, boyutları ve dip yapısıyla belki de dünyanın en zorlu denizaltı savaşı ortamlarından biri.
3. Ege, üzerindeki çok sayıda ada, değişken derinlikler ve yoğun gemi trafiğinin sebep olduğu akustik kirlilik sebebiyle diğerlerinden daha farklı ve yine zorlu bir ortam.
4. Akdeniz ise izafi olarak daha kolay bir ortam.

Her ne kadar Türk Deniz Kuvvetlerinin yeni gemilerinde ve DSH³ helikopterlerinde ABD yapımı Mk46mod5 torpili kullanılıyor olsa da bu aslında üzerinde devamlı bazı ilaveler yapılan oldukça eski bir tasarım ve açık okyanus sularında kullanılmak için geliştirildiğinden Akdeniz haricindeki denizlerimize uygun bir silah değil.

Aslında dünya piyasasında mevcut hiç bir hafif torpil Türk Deniz Kuvvetlerinin harekat ihtiyaçlarına gerçek anlamda cevap verebilecek gibi görünmüyor. Burada en mantıklı yaklaşım tamamen milli kaynakları kullanarak İsveçin yaptığı gibi kendi harekat ihtiyaçlarına en uygun sistemi tasarlayıp üretmek olurdu. Şunu da belirtmek gerekir ki torpil tasarımı ve üretimi en zorlu mühendislik uygulamalarından biridir. Modern bir torpilin geliştirilebilmesi için ise bu konuda altyapıya sahip ülkeler için bile en azından 10-15 yıllık çok yoğun bir araştırma-geliştirme çalışması gerekir.