İsveç, kendi donanması için tasarladığı A26 sınıfı denizaltının ilkinin inşa faaliyetlerine yakın zaman önce başlamıştı. Ancak bu safhadan sonra A26 ile İsveç tekrar uluslararası denizaltı pazarında boy göstermeye başlayabildi.
Devam eden ve bu sene içinde sonuçlanması beklenmekte olan Polonya donanmasının elindeki denizaltı gücünü yenilemek için başlattığı Orka programına da İsveç tarafından büyük önem verilmektedir çünkü eğer bu satış gerçekleştirilebilirse, sahip olduğu nitelikler sebebiyle A26 tasarımının dünya çapında büyük bir satış başarısı yakalayabilmesi de muhtemel olabilir.
Almanların ihracat amacıyla geliştirdikleri Tip 214'e göre daha üstün bir tasarım olduğu rahatlıkla ifâde edilebilecek olan A26'nın kendine rakip olmasını istemeyen Almanya Kockums'u ele geçirmek suretiyle bu amaca ulaşmış olsa da bir süre sonra İsveçliler yedikleri kazığı anlayıp biraz kaba kuvvet de uygulayarak kaybettiklerinin bir kısmını geri alabilmişlerdi.
İşte bu Alman operasyonu ile bırakın dünya pazarından silinmeyi kendi donanması için bile denizaltı inşa edemez hâle gelen İsveç için geri dönüş işareti olması açısından Polonya ihalesi büyük önem taşımaktadır.
Orka Programı, daha önce de ele alındığı üzere başladıktan sonra bazı değişimlere uğramıştı. Bu değişimler içinde en önemli olan ise Polonya'dan gelen, denizaltılardan kara hedeflerine uzun menzilli saldırı yeteneği talebi oldu.
Geçtiğimiz günlerde Singapur'da düzenlenen IMDEX Asya 2017 fuarında Saab-Kockums tarafından bir ölçekli A26 modeli üzerine yerleştirilmiş olarak gösterilen Dikey Fırlatma Sistemi (DFS) ile Orka Programı için İsveç tarafından önerilen çözüm de kaba hatlarıyla ilk kez ilân edilmiş oldu.
Resim.1) A26 Sınıfı denizaltılar için teklif edilen Dikey Fırlatma Sisteminin gövde üzerinde yerleşimini gösteren bir ölçekli model ilk kez Mayıs 2017 itibarı ile Singapur'da düzenlenen savunma fuarında tanıtıldı. Sol alt köşedeki resim gelecek nesil Virginia Sınıfı denizaltılar için düşünülen bir kavramsal tasarıma ait 4'lü MAC yerleşimine aittir. Diğer taraftan A26 üzerinde de, Polonyanın alabileceği Tomahawk adedine bağlı olarak 2'li, 3'lü veya 4'lü MAC yerleşimi mümkündür. Dört MAC için A26 tasarımının yaklaşık 10m uzatılması gerekecektir!
Orka Programı için teklif edilen, kara hedeflerine saldırma yeteneğine sahip üç farklı seyir füzesi:
- BGM-109 Blok IV Tomahawk (ABD)
- MdCN (Missile de Croisiére Naval) (Fransa)
- NSM (Naval Strike Missile) Kara (Norveç)
söz konusu olmakla birlikte Polonyanın öncelikle BGM-109 Blok IV Tomahawk istediği de bilinmektedir.
A26 için sunulan Saab-Kockums çözümünde de bu yönde hareket edilerek Northrop-Grumman tarafından geliştirilen modüler ve çok maksatlı DFS'nin Tomahawk füzeleri ile birlikte kullanılmak amacıyla teklif edileceği görülmektedir.
MAC1 olarak adlandırılan ve temelde ABD'nin SSGN çözümleri için geliştirilmiş olan DFS'nin A26 üzerinde en az iki en fazla dört adet kullanılması beklenmektedir. Her bir MAC DFS yedi adede kadar BGM-109 Blok IV Tomahawk taşıyabilmektedir. Sistem ayrıca farklı füzeleri ve cihazları kullanabilmek amacıyla da uyarlanabilir esnek bir altyapıya sahiptir.
Eğer Orka Programı A26 ile sonuçlanırsa bu durumda Tomahawk füzelerinin ilk kez bir konvansiyonel denizaltı üzerinde dikey olarak yerleştirilmesi gerçekleşmiş olacaktır. Bu durum ayrıca konvansiyonel denizaltı pazarında DFS2 kullanımına yönelik dünya çapında bir talep patlamasını da tetikleyebilir gibi görünmektedir. Alman TKMS de Tip 214'e yönelik bir DFS'yi geçtiğimiz sene içinde duyurmuştu. |