ABD donanmasının DDG1000 Zumwalt sınıfı yeni nesil muhriplerinin toplam üç gemiyi kapsayan inşa faaliyetleri devam ederken tasarım üzerinde bazı önemli değişikliklere gidileceği açıklandı. 2014 senesinde denize indirilen ilk gemiden sonra DDG1001'in 2015 ve DDG1002'nin de 2018'de denize inmesi ve teslimatlardan sonra projenin sonlandırılması öngörülüyor.
Geçtiğimiz Nisan ve Ekim aylarında, iki farklı adımda talep edilen mühendislik değişikliklerinin toplam 55 milyon $ civarında bir bedelle gerçekleştirileceği ifade edildi. Gerçekleştirilecek mühendislik değişikliklerinin tam olarak neler olduğu henüz açık olmamakla birlikte bilenen bazıları da var.
Söz konusu tasarım değişikliklerinden bilinenler içinde en dikkât çekici olan ise gemi üzerindeki çok yakın savunma sistemi tercihi üzerinde yapılan değişikliktir ve denize inmiş durumdaki ilk gemiyi de kapsamaktadır.
Tasarımın başlangıcından itibaren bu amaç için hem suüstü hem de hava hedeflerine karşı kullanılmak amacıyla çift maksatlı BAE Mk110 (Bofors 57Mk3) topu seçilmişti ki aynı silah yürütülmekte olan çeşitli ABD projelerinde; her iki LCS çalışmasında ve yeni açık deniz sahil güvenlik gemileri için de tercih edilmiş durumdadır.
Aslında 2012 senesinden beri dolaşan 57mm Mk110 toplarının değiştirileceği söylentisi kısa bir süre önce artık kesinlik kazandı ve silahın ilginç bir şekilde Mk46 30mm tek namlulu bir top sistemi ile değiştirilmesine karar verildi. İki top sistemini çok kısa olarak karşılaştırmak gerekirse;
- 57mm'nin menzili 30mm'in 4-5 katıdır
- 57mm'nin mühimmat ağırlığı 30mm'nin altı katıdır
- Her iki topun atış oranları hemen hemen eşit ve yaklaşık 220 mermi/dakika civarındadır.
Resim.1) DDG1000'in orijinal tasarımına ait temsili resimde üstyapının kıç tarafına yerleştirilmesi düşünülen iki adet Mk110 57mm otomatik toptan biri [1]
Donanma yetkilileri orijinal tasarımda mevcut bulunan 57mm topu 76mm ve 30mm seçenekleri ile tekrar değerlendirdiklerini ve kendi ihtiyaçları açısından 30 ve 76'nın hemen hemen eşdeğer etkinlik seviyesinde olduğunu, 57'nin ise söz konusu isterlerin çok uzağında kaldığını açıkladılar fakat isterlerin kapsamını ve gerçekleştirilen atış tecrübelerinin verilerini, gizlilik kapsamında olduğundan açıklamayacaklarını belirttiler.
Doğrusunu söylemek gerekirse 57mm'nin etkinlik açısından hem 30mm hem de 76mm'ye göre bu kadar geride kalması iddiası çok da makûl görünmüyor kaldı ki aynı donanma devam etmekte olan her iki LCS projesi için de Mk110 topundan vazgeçmiş değil ve memnun görünüyor, en azıdan şimdilik.
Bu sebeple farklı iddialar da gündeme gelmiş durumda; mesela ağırlık ve maliyet sorunları gibi...
Her bir geminin 3,5-4 milyar dolar civarında maliyeti olacağından bahsedildiği düşünülürse otomatik top sistemi üzerinde yapılacak bu değişikliğin toplam maliyet üzerinde hissedilir bir etki yapması pek mümkün değil.
Resim.2) DDG1000 tasarımda çok yakın savunma amacıyla iki adet kullanması düşünülen düşük izli Bofors 57Mk3 (şimdi BAE Mk110) otomatik top İsveç donanmasına ait Visby sınıfı HMS Härnösand korvetinin güvertesinde [2]
Ağırlık konusuna gelirsek; harp gemisi tasarımlarında karşılaşılan en yaygın sıkıntının kaynağı daima ağırlık olmuştur ;) velhasıl bu iddia her zaman dikkate alınmaya değer. Projenin yöneticileri söz konusu değişikliğin kesinlikle ağırlıktan kaynaklanmadığını ifade etmişti. Yine de sadece top sisteminin geminin ağırlığı üzerinde önemli bir etki yapıp yapmayacağını basitçe incelemek bir fikir verebilir. DDG1000'e ait bazı temel verileri ele alırsak;
- 15.000ton için KM0= 14,35m (tersine mühendislik ile elde edildi)
- 15.000ton için tahmini KGazami= 11m (tercih edilen denge kriterine göre biraz değişebilir ama bu değer makûl gibi)
- Bir adet Mk110 57mm top sisteminin mühimmat dahil ağırlığı; A57≈ 14ton
- Bir adet M46 30mm top sisteminin mühimmat dahil ağırlığı; A30≈ 2 ton
- Top sisteminin ağırlık merkezinin dikey yeri; KGtop≈ 21,5m
Bu veriler ışığında söyleyebiliriz ki; iki adet 57mm topu 30mm olanlarla değiştirmek ağırlık merkezini sadece 16,8mm(!) kadar değiştirebilir ve geminin dengesinde tek başına hissedilir bir değişiklik yapması söz konusu olamaz. Bu durum yine de gemide bir ağırlık merkezi sorunu olmayacağı anlamına gelmez ve top değişikliği de bu alanda bir iyileşme sağlamak için yapılması düşünülen pek çok değişikliğin küçük bir parçası da olabilir. Doğrusu geminin ters voltalı dalga delici gövde formunun özellikle dinamik denge açısından ciddi sıkıntılar yaşamasından korkuyorlar ve korkmakta da haklılar. Bu sebeple ağırlık merkezi meselesinde her zamankinden daha hassas davranmaları da beklenebilir.
Sonuç olarak ne ağırlık, ne maliyet ve aslında ne de silah etkinliği kıstasları söz konusu değişikliği tek başına açıklamaya yeterli görünmüyor. Bunların hepsi bir arada geçerli olabileceği gibi daha başka bazı sebepler de söz konusu olabilir.
DDG 1000 programı 32 gemi için başlatılmıştı. Bilâhare inşa programı önce yedi gemiye sonra da üç gemiye düşürüldü. Bu durum projede, aslında beklendiği gibi, sadece bir top sistemini değiştirmekle çözülebilecek olanlardan daha büyük ve çok daha karmaşık sorunlar mevcut olduğunun bir göstergesi de olabilir...
♦ Kaynaklar1. Resim.1) http://www.navy.mil/viewGallery.asp 2. Resim.2) https://en.wikipedia.org/wiki/File:HMS_Härnösand_and_soldiers.jpg
|