SeyrüseferİhbarnameEmare → İsveçin İntikamı mı?

İsveçin İntikamı mı?

İhbarname - Emare
Cuma, 31 Temmuz 2015

Avustralyanın yeni nesil denizaltı çalışmasında karar aşamasına yaklaşılırken Japonya ve Almanya arasındaki çekişme de giderek artıyor gibi görünüyor. İhalenin Japonya lehine neticelenmesi daha işin başından beri beklenen bir durum olduğu halde son senelerdeki bazı gelişmelerle rekabet artık biraz daha karmaşık bir hâl almış durumda.

Bu gelişmelerden biri daha önce kapsamlı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştı ki İsveç üzerinden Japonya'ya, dolayısı ile de ihaleye etki eden bir olaydı ve bu yazıyı daha iyi anlayabilmek için öncelikle mevzunun başlangıcı olan söz konusu hikayenin okunması tavsiye edilir.

İkinci gelişme de hemen hemen aynı zaman dilimine dayanmakla birlikte, yine dolaylı olarak ama bu defa Çin üzerinden uygulandı. Sonuç olarak Çin donanmasının bütün yeni nesil dizel-elektrik denizaltıları Almanya tarafından tedarik edilen dizel motorlarla önemli bir seviye atlamasını, beklenenden çok daha kısa bir sürede gerçekleştirebildi ve söylentilere göre Almanya motorların Çin tarafından kopyalanmasına dahi göz yumdu.

Motor satışı ile verilen mesaj ise kısaca şöyle özetlenebilir; eğer Avustralya ihalesi Almanyanın lehine sonuçlanmazsa Almanya ile Çin arasında HBT, sonar, pervane tasarımı gibi daha da hassas alanlarda işbirliğine gidilebilir. Hem Avustralyanın hem de Japonyanın denizaltı filolarını Çin tehdidine karşı inşa etmekte oldukları düşünülürse muhtemel Çin-Alman işbirliğinden en çok kimin zararlı çıkabileceği de kolayca anlaşılabilir.

 

Bu noktada akla gelen diğer bir ilgi çekici soru ise şudur;
kısa bir süre önce Pakistanın denizaltı ihalesini Tip214'ün elinden alan S20'lerde Çinliler hangi dizel motorları kullanacak?

 

Yine de mevzuyu fazla dağıtmayalım. Böyle bir ortamda, on gün önce İsveç medyasında yayınlanan haber [1] ile İsveç tekrar oyuna dahil olmak istediğini beyan etmiş oldu. Peki daha önce resmi olarak İsveç (ve İspanya) Avustralya Hükûmeti tarafından ihale sürecinden çıkartıldıkları halde bu nasıl olacaktı?

Bilindiği gibi Kockums, Almanya tarafında ele geçirildikten sonra Japonya inşaları devam etmekte olan Soryu sınıfı denizaltıların tasarımlarından İsveç kökenli Stirling motorlu HBT sistemlerini çıkartmak zorunda kalmıştı. Diğer taraftan Avustralya donanması kesinlikle Havadan Bağımsız Tahrik (HBT) içeren bir tasarım isteyecekti. Geçen sene Saab Kockums'u geri almayı başarınca Japon denizaltıları tekrar HBT imkânına kavuşmuş kabul edilebilir ki Japonya ve İsveç arasında başlayan muhtemel işbirliği görüşmelerinin önemli maddelerinden birinin de HBT çözümünü kapsadığını tahmin etmek zor değil.

Bunun yanından Japonyanın Avustralya'ya yapmaya çalıştığı Soryu türevi denizaltı satışı ile alâkalı olarak en önemli endişesi bu alanda gayet iyi korumakta olduğu teknolojik gizliliğinin zedelenmesidir. Bu sebeple Avustralya için inşa edilecek olan denizaltılarda pek çok alt sistem yanında kendi çelik ve yapısal tasarım çözümleri yerine İsveç çeliği kullanmak isteyebileceği de tahmin edilebilir. Bu bağlamda ihraç edeceği denizaltılar için İsveç üretimi Weldox960 kullanması mantıklı olur zira Alman çözümünde kullanılması kesin gibi olan HY100'e göre Weldox960 çok daha üstün mekanik niteliklere sahip bir çeliktir. İlave olarak Avustralyanın talep ettiği daha uzun menzil sebebiyle mevcut Soryu tasarımının biraz daha büyütülmesi de söz konusu olacağından yapısal tasarım da zaten değişecektir.

Son olarak silah sistemi ihraç etme konusunda hiçbir tecrübesi olmayan Japonyanın bu alanda son derece tecrübeli olan ve üstelik Avustralyanın önceki Collins sınıfı denizaltı projesini yürütmüş olan İsveç'in yardımına muhtaç olduğu da söylenebilir. Evet Japonya bu işi tek başına da götürebilir ama İsveç ile bir işbirliği proje yönetiminde Japonya tarafına önemli bir üstünlük de sağlayabilir.

İsveç ile Japonya arasındaki böyle bir işbirliği her iki ülkenin de çıkarına uygun görünmektedir. Dahası böyle bir işbirliği eğer gerçekleşirse Almanyanın umutları da iyice zayıflayacaktır. İsveçin böyle bir işbirliğine olan ihtiyacı aslında maddi kazancın ötesinde birkaç sene içinde Almanya tarafından yok edilen prestijini kurtarabilme çabası olarak da değerlendirilebilir, bir nevi intikam gibi! Tabii İsveçin gerçekten bağımsız hareket edebildiğini varsayarsak.

Ama yine de Japonya için karar verebilmek kolay değil. Almanyanın İsveç üzerindeki etkisini hafife almamak gerekir. İsveç bu işbirliği için bir truva atı olarak kullanılıyor olabilir mi? Daha önce olmadı değil. Mesela Brezilyanın milli torpil projesi örneği göz önüne alındığında bu da mümkün. Brezilya ilk milli ağır torpil projesi (TPN) için İsveç ile işbirliği yapmayı tercih etmişti nihayetinde ise beş sene kadar oyalanıp bir arpa boyu yol alamadıktan sonra bir anda DM2A4 türevi bir torpili kucağında buluverdi her ne kadar ismi milli torpil olacak olsa da...

♦ Kaynaklar

1. Ubåtsstrid i Australien trappas upp - http://www.svd.se/ubatsstrid-i-australien-trappas-upp
 







Telif Hakkı © 1997-2020 [uskudar.biz] - sürüm 5.5.1 - Bütün Hakları Saklıdır. Kullanım şartları için tıklayın!
Joomla! GNU/GPL lisansı altında özgür bir yazılımdır.