Tam gününü hatırlayamasam da geçtiğimiz Mart aynının sonları gibi olmalıydı, Üsküdar'dan Beylerbeyi istikâmetine yürümekteyken Paşalimanı civarına vardığımda iskele başomuzluğumda, üzerindekiler ve içindekiler tamamen sökülmüş durumda bir FFG-7'nin Deniz Kuvvetlerine bağlı bir romörkör ve eşlik eden bazı gemilerle birlikte Karadeniz'e doğru çekilmekte olduğuna şâhit oldum.
Duruma bakıldığında anlaşılabileceği üzere, Karadeniz'de bir gemi söküm tesisi de olmadığına göre, bu FFG-7'nin bir tatbikatta hedef olarak kullanılacağı açıktı. Fakat bu görsel temâsın üzerinden aylar geçmesine rağmen konuyla alâkalı hiçbir gelişme olmaması da biraz garipti.
Nihayet birkaç gün önce Deniz Kuvvetleri sitesinde yayınlanan bilgiler [1] doğrultusunda söz konusu geminin TCG Sakarya denizaltısı tarafından atılan bir torpille batırıldığına yönelik haber ve vidyo yayınlanınca bekleyiş de sona ermiş oldu fakat biraz beklenmedik bir şekilde...
Doğrusu geminin Karadeniz'e götürülmesinden sonra geçen sessiz süre uzadıkça nasıl batırılacağı yönündeki beklentiler de artıyordu. Şahsen bu gecikmenin malûm bazı yerli silah projelerinde, işin tabiatı gereği yaşanan muhtemel sorunlardan kaynaklanmış olabileceği ve nihayetinde ise geminin bu muhtemel sorunların çözülmesinden sonra söz konusu yeni silah sistemlerinden biri ile batırılacağı yönünde iyimser bir beklenti hâsıl olmuştu.
Bu sebeple FFG-7 (Oliver Hazard Perry Sınıfı) üzerine büyük bir ihtimâlle SOM ve/veya SOM-J, daha küçük bir ihtimâlle Atmaca, çok zayıf bir ihtimâlle ise Akya fırlatılacağı beklenir hâle gelmişti. Ama bu beklentiler şimdilik boşa çıktı zirâ gemi bir Mk-24.mod2 torpili ile batırıldı. Tabii bir de meselenin daha önce ele alınmış diğer bir boyutu var ki burada tekrarlamaya gerek yok.
Resim.1) FFG-7 sınıfı fırkateyn üzerine Mk-24.mod2 Tigerfish torpili isabeti.[1]
Hâdiseye iyi tarafından bakarsak en azından donanmanın elindeki en önemli silahlardan olan Mk.24'ün bu kez isabet edebilmesi de tabii ki önemsiz bir gelişme sayılmaz. Bu kez dedim çünkü 15 haziran 2001 tarihinde gerçekleştirilen bir tatbikatta TCG 18 Mart denizaltısı hizmet dışına çıkartılmış bir başka gemiye Mk-24.mod2 atışı yapmış ama silah isabet etmediği gibi kontrolden çıkmıştı.
Bölgede atışı izleyen içinde zamanın Genelkurmay başkanı dahil pek çok komutanın bulunduğu gemiler de olduğu düşünüldüğünde tekrar-saldırı yeteneğine sahip böyle bir silahın kontrolden çıktığında fırlatıldığı denizaltı dahil bölgedeki diğer gemiler üzerinde ne kadar büyük bir tehlike oluşturduğunu şimdilik anlatmaya gerek yok.
Fakat bahsi geçen silahın bu davranışı, belki de İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde harcanan kaynaklarla orantılı olarak değerlendirildiğinde rahatlıkla en başarısız torpil projesi olarak kabûl edilebilecek olan Mk.24 Tigerfish için, defalarca tekrarlanmış olağan bir durumdu.
Örneğin 2001'deki isabetsiz Mk.24 atışının yapıldığı tatbikatta, tıpkı Malvinas çatışmasında ingiliz denizaltı komutanının Arjantin donanmasına ait Belgrano Kruvazörünü batırmak için elindeki Mk.24'ler yerine tercih ettiği 1930'larda geliştirilen düz yüzüşlü Mk-8 torpillerini kullanması gibi TCG 18 Mart'ın komutanı da hedef gemiyi ikinci atışta yine 1930'ların tasarımı güdümsüz bir Mk-23 torpili ile batırabilmişti.
Resim.2) Bir FFG-7'nin torpil isabeti sonrası ikiye bölündükten sonra batmadan önceki son anları.[1]
İlk yarı sonucu, Mk-24: 1 - Gemi: 1
♦ Kaynaklar1. https://www.dzkk.tsk.tr/guncelduyuru.php?id=1231&dil=1
|