İngiliz donanması, tarihinin en büyük savaş gemisi olan Queen Elizabeth uçak gemisini iki hafta kadar önce teslim aldı. Sadece İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemi göz önüne alınırsa, bu geminin işaret ettikleriyle birlikte, İngilterenin Dünya çapındaki siyasetini belirgin bir şekilde değiştirmekte olduğu ve haliyle bu durumun bizi de kaçınılmaz olarak etkileyeceği vesaire söylenebilir.

Bununla birlikte, yazının içeriği böyle bir konu veya bu gemi hakkında olmayacak. Birkaç gün önce başka bir hususla ilgilenirken, söz konusu geminin bu ayın ilk haftasında gerçekleşen donanmaya teslim töreni vidyosuna rast geldim. Biraz izledikten sonra sahip olduğu bazı ayrıntılar sebebiyle de bu tür bir içerik hâsıl oldu.

Tahammül etmek zor olsa da burada bahsi geçeceği için bir saat ellibeş dakikalık bu vidyonun [1] tamamını da seyretmek zorunda kaldım. Ve ifade etmek gerekir ki ancak hepsini kesintisiz seyretmeye sabredebilenlerin, aşağıda bahsedilecek hususları daha iyi kavrayabilmeleri mümkün olabilir.

Porthsmouth Katedrali Korosunun söylediği ilâhilerle başlayan ve sonuna kadar dinî bir altyapı üzerinde devam eden bu tören aslında çok ince ayrıntıları da bünyesinde barındırmaktaydı. İngiliz donanmasının ve denizciliğinin, kendisine gerçek gücünü veren, iki sağlam temel üzerine inşa edildiğini sadece bu vidyo ile bile kolayca anlayabilmek mümkündür ki bu temeller;

1. Din
2. Gelenek

olarak açıkça ortadadır. Konuyla alâkalı herkesin bildiği gibi biz her ikisini de çok çok uzun zaman (kabaca bir-birbuçuk asır) önce kaybetmiştik, belki de kıyamete kadar... Sizce gerçek güç; elinizdeki gemilerin, uçakların, tankların vs. sayılarıyla veya teknolojileriyle falan mı ölçülür?

Resim.1-2-3) Kaynak [1] üzerinden izleyebileceğiniz 1:55 dakikalık resmî vidyo üzerinden alınmış birkaç ekran görüntüsü. Geminin uçuş güvertesinin altındaki hangarda gerçekleştirilen teslim töreni birinci dakikasından sonuna kadar tamamen dinî bir temel üzerinde inşa edilmiş hâliyle, son derece dikkât çekici.[1] [2017]

Resim.4) Yine İngiliz donanmasına ait bir başka gemi; bir Tip 45 Sınıfı Muhrip olan HMS Dragon bir sene kadar süren kapsamlı yenileme çalışmasından sonra donanmaya Papaz tarafından tekrar teslim edilirken.[2] [2016]

Resim.5) İngiltere'den kalkıp denizin öbür tarafına geçersek; ABD Deniz Kuvvetleri subaylarının yetiştirildiği akademiye ait ve inşası 1908'de tamamlanan, günümüzde de aktif olarak kullanılmakta olan kilisenin kubbesi.[3]
Bu akademinin, bilhassa kendine ait NPS¹ adlı birim vasıtasıyla, teknik eğitim görünümü adı altında, Türkiye ve benzeri ülkelerin donanma yapılarının ustaca şekillendirildiği(!) ve ihtiyaç halinde(!) kullanıldığı bir kurum olduğunu da asla unutmamak lâzım.
İşletilen böyle mekanizmalar yoluyla ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki ihtiyaçları da kolayca karşılanabilmektedir: Cumhuriyet tarihi üzerinde büyük yıkıcı etkileri olan, 27 Mayıs 1960'tan başlayarak (şimdilik) 15 Temmuz 2016'ya kadar süregelen askerî darbeler zinciri meselenin sadece bir boyutudur. İlave olarak, ara dönemlerde sürdürülmesi sağlanan ve gerçekten-milli savunma sanayi çalışmalarını kolayca baltalayagelen uygulamalardan, öyle veya böyle ordu silah sistemlerinin mutlak bir şekilde kendilerine bağımlı kalmasını sağlayan düzenlerden, ellerindeki antika teknolojilerin Türkiye'ye pazarlanması ve bir de bunların üstüne milli(!) damgası yapıştırılmasından ve daha başka hususlardan bahsedilmek de mümkündür...

Resim.6) Daha yakına gelirsek; St.Petersburg'daki Admiraltskiy tersanesinde Rus donanması için inşa edilen bir Proje 636.3 sınıfı dizel-elektrik denizaltı olan Novorossiysk için yapılan törende Papaz denizaltıyı gemi komutanına teslim ederken.[4] [2013]

Bu sayfa bol resimli ve az kelimeli oldu ama konuyla ilgili herhangi bir değerlendirmeye ihtiyaç da yok. Sanırım gerçek gücün kökeninin ve hükmedenler ile hükmedilenler arasındaki farkı belirleyen temel değişkenin ne olduğu vesaire gibi hususlar hakkında hiç fikir yürütmeden, konunun yorumlanmasını doğrudan okuyuculara bırakmak en iyisi.

Yine de "Daha Derin Darbe" konulu bölüm yayınlandığında oradaki içeriğin, maalesef bu sayfayla da doğrudan bir bağlantısı olduğu daha iyi anlaşılabilecek...